* HÂLİD İBNU VELİD RADIYALLAHU ANH'IN BENİ CEZİME'YE GÖNDERİLMESİ

 

ـ4298 ـ1ـ عَنْ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قَالَ: ]بَعثَ رَسُولُ اللّهِ # خَالِداً إلى بَنِى جَذِيمَةَ فَدَعَاهُمْ إلى ا“سَْمِ. فَلَمْ يُحْسِنُوا أنْ يَقُولُوا أسْلَمْنَا. فَجَعَلُوا يَقُولُونَ: صَبَأنَا صَبَأنَا، وَجَعَلَ خَالِدٌ يَقْتُلُ مِنْهُمْ وَيَأسِرُ، وَدَفَعَ إلى كُلِّ رَجُلٍ مِنَّا أسِيرَهُ حَتّى إذَا كَانَ يَوْمٌ أمَرَ خَالِدٌ أنْ يَقْتُلَ كُلُّ رَجُلٍ مِنَّا أسِيرَهُ. فَقُلْتُ: وَاللّهِ َ أقْتُلُ أسِيرِى، وََ يَقْتُلُ رَجُلٌ مِنْ أصْحَابِى أسِيرَهُ. حَتّى قَدِمْنَا عَلى رَسُولِ اللّهِ # فَذَكَرْنَاهُ لَهُ فَرَفَعَ يَدَيْهِ وَقَالَ: اللَّهُمَّ إنِّى أبْرَأُ إلَيْكَ مِمَّا صَنَعَ خَالِدٌ مَرَّتَيْنِ[. أخرجه البخاري والنسائي.»صَبَأ« إذَا خَرَجَ مِنْ دِينٍ إلى غَيْرِهِ .

 

1. (4298)- İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), Hâlid radıyallahu anh'ı Benî Cezîme'ye gönderdi. (Yurdlarına varınca Hâlid) onları önce İslâm'a dâvet etti. Onlar "müslüman olduk!" demeyi güzel söyleyemediler, "Sâbî olduk, Sâbiî olduk!" dediler. Hâlid de onları öldürmeye, esir etmeye başladı. Bizden her bir askere esîrini verdi. Sonra bir gün geçince, herkese esirini öldürmeyi emretti. Ben:

"Vallahi ben esîrimi öldürmem! Arkadaşlarımdan da kimse esîrini öldürmez!" dedim. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelince, durumu haber verdik. Ellerini kaldırıp:

"Allah'ım, Hâlid'in yaptığından beriyim!" dedi ve bunu iki sefer tekrar etti." [Buhârî, Megâzî 58, Ahkâm 35; Nesâî, Âdabı'l-Kudât 16, (8, 237).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Bu seriyye, Mekke Fethi'nin hemen akabinde, Huneyn'e çıkmazdan önce şevval ayında vukûa geldi. Hâlid'in emrinde 350 asker vardı. Gidiş gayeleri İslâm'a davet idi, savaş değil.

2- "Sâbiî oldu" ifadesi, İslâm'ın başından beri müslüman oldu mânasında kullanılmış idi. Bu tabirin yaygınlaşmış olmasına binaen Benî Cezîmeliler, İbnu Ömer'in ifadesiyle "müslüman olduk" demeyi güzel telaffuz edemedikleri için -ve sâbiî olduk demek daha kolay geldiği için-, sâbiî olduk diyerek imanlarını ilan ederler. Ancak Hâlid radıyallahu anh onların kasdını anlayamadığı için taarruza geçer, öldürmeye ve esir etmeye başlar.

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın "Allah'ım, Hâlid'in yaptığından berîyim" sözü, Hâlid'in, iyi tahkik etmeden, alelacele muhataplarının küfrüne hükmetmesi sebebiyledir Hâlid (radıyallahu anh)'ı aldatan husus, kelimenin zâhîri mânasıdır.    صَبَأْنَا  "Bir dinden çıktık diğer bir dine geçtik" demektir.

Hadisin başka kaynaklarda gelen devamına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  Hz. Ali'yi gönderip, yanlışlıkla öldürülen bu müslümanların her biri için fidye ödetmiştir.[2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 12/267-268.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 12/268.