DÖRDÜNCÜ FASIL

 

İCBAR EDİLENİN, DELİNİN, SARHOŞUN TALAKI

 

ـ4062 ـ1ـ عن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: كُلُّ طََقٍ جَائِزٌ إَّ طََقَ الْمَعْتُوهِ، وَالْمُكْرَهِ، وَالْمَغْلُوبِ عَلى عَقْلِهِ[. أخرجه الترمذي .

 

1.(4062)- Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Mâtuh ve mükreh ve mecnunun talakı hariç bütün talaklar caizdir." [Tirmizî, Talâk 15, (1191).][1]

 

ـ4063 ـ2ـ وعن عليّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رَسُولُ اللّه #: كُلُّ طََقٍ جَائِزٌ إَّ طََقَ الْمَعْتُوهِ وَالْمُكْرَهِ، وَقَالَ: ألَمْ تَعْلَمْ أنَّ الْقَلَمَ رُفِعَ  عَنْ ثََثَةٍ: عَنْ الْمُجْنُونِ حَتّى يُفِيقَ، وَعَنِ الصَّبِّي حَتّى يُدْرِكَ، وَعَنِ النَّائِمِ حَتّى يَسْتَيْقِظَ[. أخرجه البخاري في ترجمة .

 

2. (4063)- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Mâtuh ve mükreh'inki hariç bütün talaklar  mûteberdir" ve ilave ettiler: "Bilmez misin, kalem üç (kişi)den kaldırılmıştır: İfakat buluncaya kadar "mecnun"dan, idrak edinceye kadar "çocuk"tan, uyanıncaya kadar "uyuyan"dan." [Buhârî, Talâk 11. (Bab başlığında senetsiz olarak kaydedilmiştir.)][2]

 

ـ4064 ـ3ـ وفي أخرى له عن عثمان رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]لَيْسَ لِسَكْرَانَ، وََ مَجْنُونٍ طََقٌ[.

 

3. (4064)- Yine Buhârî'nin Hz. Osman (radıyallahu anh)'tan kaydettiği diğer bir rivayette şöyle buyurulmuştur: "Ne sarhoşun ne de  mecnunun talakı mûteber değildir." [Buhârî, Talak 11. (Bab başlığında senetsiz olarak kaydedilmiştir.)][3]

 

ـ4065 ـ4ـ وله في أخرى عن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]لَيْسَ لِمُسْتَكْرَهٍ، وََ لِمَجْنُونٍ طََقٌ[ .

 

4. (4065)- Yine Buhârî'nin İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'dan kaydettiği bir diğer rivayette şöyle buyurulmuştur: "Ne müstekreh ne de mecnunun talakı mûteber değildir." [Buhârî, Talak, 11. (Bab başlığında senetsiz olarak kaydedilmiştir.)][4]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Bu hadisler, kişinin hür iradesini şuurlu olarak kullanmadığı hallerde îka ettiği boşamanın hükmüne temas etmektedir. Son üç hadis Buhârî'de: "İğlâk (gadab, icbar) ve ikrah haliyle, sarhoş ve mecnundan vaki olan talak..." diye başlayan bir bab'ta senetsiz olarak kaydedilir.

2- Hadislerde zikri geçen haller, kişinin iradesini normal olarak kullanmadığı durumları ifade eder. Şöyle ki:

Ma'tûh:  Yaşlılık sebebiyle aklî zaafa (ateh) uğramış kimseye denir. Ma'tûh'un dilimizdeki  tam karşılığı bunak'tır.

Mükreh:  Korku ile zorlanıp, bir işi yapmaya icbar edilen  demektir. Yani iradesi ve aklı ile hareket edemeyip şu veya bu tehdid altında iş yapan kimsedir.

Mecnun: Bilindiği üzere, aklî noksanlığı olan kimsedir, dilimizde karşılığı delidir.

Çocuk: Dinimize göre, büluğa ermemiş kimseler çocuk sayılır ve hukuki ehliyeti yoktur, hacr altındadır. Bu onun henüz aklî olgunluğa ermemiş olmasından ileri gelir.

Uyuyan: Bu da  aklî kontrole sahip olunmayan haldir. Uykuda sarfedilen sözlere konuşma denmez, sayıklama denir.

Sarhoş: Bu, sekir verici yani alkollü bir şeyi içerek aklî kontrolünü kaybeden insan demektir.

Hülasa, zikredilen bu hallerin hepsi de, insan iradesini, aklın kontrolü altında hür olarak kullanamadığı hallerdir.

3- Bu hallerde kişinin fıkıh açısından sorumluluğu mevzuunda selef Ulemasının ihtilafı vardır. Yukardaki rivayetlere bakınca, bu altı meseleyi sorumluluktan istisna etmede  hepsinin ittifak içinde olmadığı ilk nazara çarpan hususlardan biri olmaktadır. Ayrıca Hz. Osman'a ve İbnu Abbâs'a ait Buhârî rivayetleri merfu değil, mevkuf olarak kaydedilmiştir. Şimdi bunların her biri hakkındaki ülemânın hükmünü belirtelim:[5]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 11/432.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 11/432.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 11/433.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 11/433.

[5] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 11/433-434