ONÜÇÜNCÜ FASIL

 

BİNME VE TERKİYE ALMA

 

ـ3410 ـ1ـ عن ابن عباس رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]لَمَّا قَدِمَ النَّبيُ # مَكَّةَ اسْتَقبَلَهُ أغَيْلِمَةُ بَنِى عَبْدِ المُطَّلِبِ فَحَمَلَ وَاحِداً بَيْنَ يَدَيْهِ وَآخَرَ خَلْفَهُ[. أخرجه البخاري والنسائي .

 

1. (3410)- İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  Mekke'ye geldiği zaman kendini, Abdulmuttaliboğullarının çocukları karşıladılar. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)  birini önüne, diğerini de arkasına bindirdi."[1]

 

ـ3411 ـ2ـ وعن عبداللّه بن جعفر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما أنه قال له ابن الزبير: ]أتَذْكُرُ إذْ تَلَقَّيْنَا رسولَ اللّهِ # أنَا وَأنْتَ وَابْنُ عَبَّاسٍ؟ قالَ: نَعَمْ. فَحَمَلَنَا وَتَرَكَكَ[. أخرجه الشيخان، وهذا لفظهما، وأبو داود .

 

2. (3411)- Abdullah İbnu Câfer (radıyallâhu anhümâ), İbnu'z-Zübeyr'in, kendisine şunları söylediğini anlatmıştır: "Hatırlar mısın, hani biz Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ı karşılamıştık: Ben, sen ve İbnu Abbâs!"

Abdullah: "Evet hatırlıyorum" , demiş ve ilâve etmiştir: "Bizi bineğine almış, seni terketmişti."[2]

 

ـ3412 ـ3ـ وعن معاذ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كُنْتُ رَدْفَ رسولِ اللّهِ # عَلى حِمَار يُقَالُ لَهُ عُفَيْرٌ[. أخرجه أبو داود .

 

3. (3412)- Hz. Muâz  (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın Ufeyr denen merkebinin terkisinde idim."[3]

 

ـ3413 ـ4ـ وعن أبي المُلَيح عن رجل قال: ]كُنْتُ رَدِيفَ رَسولِ اللّهِ # فَعَثَرَتْ بِِهِ الدَّابَّةُ. فَقُلْتُ: تَعِسَ الشَّيْطَانُ. فقَالَ: َ تَقُلْ ذلِكَ، فإنَّكَ إذَا قُلْتَهُ تَعَاظَمَ

حَتّى يَكُونَ مِثْلَ الْبَيْتِ، وَيَقُولُ: صَرَعْتُهُ بِقُوَّتِي، وَلَكِنْ قُلْ: بِسْمِ اللّهِ، فإنَّكَ إذَا قُلْتَ ذلِكَ تَصَاغَرَ حَتّى يَكُونَ مِثْلَ الذُّبَابِ[. أخرجه أبو داود .

 

4. (3413)- Ebû'l-Müleyh, bir adamdan naklen demiştir ki: "Ben  Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) 'ın terkisinde idim. Hayvanın ayağı kaydı, Ben, "Kör şeytan!" demiş bulundum. Bana:

"Böyle söyleme, zira böyle söylersen o büyür, hatta ev kadar olur ve "kendi gücümle onu yere attım!" der. Fakat sen: "Bismillah!" de, zirâ böyle söylersen o küçülür ve sinek kadar olur."[4]

 

ـ3414 ـ5ـ وعن عبداللّه بن بريدة عن أبيه رَضِيَ اللّهُ عَنْه: ]جَاءَ رَجُلٌ مَعَهُ حِمَارٌ فقَالَ يَا رسولَ اللّهِ ارْكَبْ، وَتَأخَّرَ الرَّجُلُ. فقَالَ لَهُ رسولُ اللّه #: ‘ِنْتَ أحَقُّ بِصَدْرِ دَابَّتِكَ مِنِّي إَّ أنْ تَجْعَلَهُ لِي: قال: فَإنِّي قَدْ جَعَلْتُهُ لَكَ. فَرَكِبَ[. أخرجه أبو داود والترمذي .

 

5. (3414)- Abdullah İbnu Büreyde, babasından (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Beraberinde bir merkeb olan bir zat Hz. Peygamber'e gelerek:

"Ey Allah'ın Resûlü! Bin!"dedi ve adam (kayarak, hayvanın) terkisine geçti. Aleyhissâlatu vesselâm:

"Hayır, hayvanın önüne binmeye sen benden daha çok hak sâhibisin, hakkını bana bağışlarsan o başka!" buyurdu. Adam da: "Önü sana bağışladım!" dedi. Bunun üzerine hayvana bindi."[5]

 

AÇIKLAMA:

 

Bu kısımda kaydedilen beş hadis, Resûlullah'ın terkisine aldığı kimseler hakkında bilgi vermektedir. Bu meseleye müstakil bir başlık tahsis edilecek kadar ehemmiyet verilmiştir. Çünkü, Resûlullah'la birlikte aynı anda aynı hayvana beraber binmek, yani hayvan üzerinde Aleyhissalâtu vesselâm'ın terkisinde veya önünde yer almak bir şeref vesilesidir. Bu şerefe kimlerin erdiğini âlimler araştırmıştır. Hattâ İbnu Mende'nin Ma'rifetu Esâmî Irdâfu'n-Nebî adında bir te'lifi  vardır. Burada otuzdört kadar sahâbînin bu şerefe erdiği görülmektedir. Şu halde, hem bir hayvana birden fazla kimsenin binmesinin şer'î cevazını göstermek, hem de zikrettiğimiz şerefe erenlerin başlıcalarını belirtmek üzere Teysîr'de bu bâba yer verilmiş olmaktadır.[6]


 

[1] Buhârî, Umre: 13, Libâs: 99, 100; Nesâî, Menâsik: 121, (5, 212); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/204.

[2] Buhârî, Cihâd: 196; Müslim Fedâilu's-Sahâbe: 65, (2427); Ebû Dâvud, Cihâd: 60, (2566); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/204.

[3] Ebû Dâvud, Cihâd: 53, (2559); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/204.

[4] Ebû Dâvud, Edeb: 85, (4982); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/205.

[5] Ebû Dâvud, Cihâd: 65, (2572); Tirmizî, Edeb: 25, (2774); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/205.

[6] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 10/205.