HÂCET NAMAZI

 

ـ3092 ـ1 -عن عبد اللّه  بن أوفى رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قال رَسولُ اللّه صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ كَانَتْ لَهُ إِلَى اللّهِ تَعــالَى حَاجَةٌ، أَوْ إِلَى أَحَدٍ مِنْ بَنِي آدَمَ،  فَلْيَتَوَضَّأْ وَلْيُحْسِنِ الْوُضُوءَ، ثُمَّ لْيُصَلِّ رَكْعَتَيْنِ، ثُمَّ لْيُثْنِ عَلَى اللّهِ تَعَـالَى، وَلْيُصَلِّ عَلَى النَّبِىِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، ثُمَّ لْيَقُلْ : َ إِلَهَ إَِّ اللّهُ الْحَليِمُ الْكَرِيمُ، سُبْحَانَ اللّهِ رَبِّ الْعَرْشِ الْعظِيمِ، الْحَمدُ اللّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ. أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ، وَعَزَائمَ مغْفِرَتِكَ : وَالعِصْمَةَ مِنْ كُلِّ ذَنْبٍ، وَالْغَنَيِمَةَ منْ كُلِّ بِرٍّ، وَالسََّمَةَ مِنْ كُلِّ إثْمٍ َ تَدَعْ لِى ذَنْباَّ إًِ غَفَرْتَهُ، وََّ هَمَّاً إَّ فَرَّجْتَهُ، وََ حَاجَةً هِيَ لَكَ رِضاً إَِّ قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ[. أخرجه الترمذي. ))عَزَائِمُ المَغْفِرَةَ((: ا‘سباب التى تعزم للعبد الغفران وتجققه.

 

1. (3092)- Abdullah İbnu Ebi Evfâ (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kimin Allah'a veya herhangi bir insana ihtiyacı hâsıl olursa önce abdest alsın, abdesti de güzel yapsın, sonra iki rek'at namaz kılsın, sonra Allah Teâla Hazretlerine senâda bulunsun, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a salât okusun, sonra şu duayı okusun:

"Halîm, kerîm olan Allah'tan başka ilâh yoktur. Arş-ı Azam'ın Rabbi noksan sıfatlardan münezzehtir. Hamd âlemlerin Rabbine âittir. Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbabı (hakkımda yaratmanı) taleb ediyor, her çeşit günahtan koruman için yalvarıyor, her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediğin hiçbir günahımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Hangi amelden razı isen onu ver, ey rahim olan, bana en ziyade rahmet gösteren Rabbim!"[1]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Bu hadis, ilmihal kitaplarına "Hâcet namazı" diye giren namaz çeşidini teşrî etmektedir. Hadîs, Allah'tan veya insanlardan herhangi bir talepte bulunacak olan kimsenin, talepte bulunmazdan önce, hâcet namazı kılmasının meşruluğunu belirtiyor ve bu namazın ne şekilde kılınacağını tarif ediyor:

* Farz ve sünnetlerine riayet ederek mükemmel şekilde abdest almak.

* İki rek'at namaz kılmak. (Bazı âlimler rek'at sayısının onikiye kadar çıkabileceğini söylemiştir.)

* Namazdan çıkınca, Allah'a hamd ve senâ, Resûlullah'a salât ve selamdan sonra, hadiste zikredilen duayı okumaktır.

* Sonra dünyevî ve uhrevî, ulaşmak istediği maksadı ne ise onu ister. Bu son teferruat, hadisin Teysir tarafından alınan veçhinde yok ise de, İbnu Mâce'de gelen veçhinde mevcuttur."...sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü Allah her şeye kadîrdir."[2]


 

[1] Tirmizî, Salât: 348, (479); İbnu Mâce, İkamet: 189, (1384); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/402.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 9/403.