İKİNCİ EDEB

 

YOL ARKADAŞI

 

ـ1ـ عن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قال رسول اللّه #: لَوْ يَعْلَم النَّاسُ مِنَ الْوَحْدَةِ مَا أعْلَمُ مَا سَارَ رَاكِبٌ بِلَيْلٍ وَحْدَهُ[. أخرجه البخارى والترمذي .

 

1. (2182)- İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "İnsanlar yalnızlıktaki (mahzuru) benim kadar bilselerdi, hiçbir atlı tek başına bir gececik olsun yol yapmazdı."[1]

 

AÇIKLAMA:

 

Hadis, tek başına seyahat etmemeyi tavsiye etmektedir. Ancak şârihler: "Zaruret ve maslahat halinde yalnız başına yolculuğun câiz olduğunu belirtirler. Şöyle ki bazı durumlar vardır ki bir kimsenin tek başına hareket etmesini gerektirir: Casus gönderme, öncü çıkarma gibi. Sünnetten de bazı örmekler rivayet edilmiştir. Kerahet bunun dışındaki hallerle ilgilidir. İbnu Hacer: "Muhtemelen cevaz hali, emniyet durumunda ihtiyaçla kayıtlıdır." dedikten sonra muhtelif fırsatlarda, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yalnız başlarına yola çıkardığı kimselerden isimler verir: Huzeyfe, Nuaym İbnu Mes'ud, Abdullah İbnu Üneys, Havvât İbnu Cübeyr, Amr İbnu Ümeyye, Sâlim İbnu Ümeyr gibi.

Şu halde, sadedinde olduğumuz hadis, normal şartlarda yapılacak ideal mânadaki yolculuğun âdâblarından birini beyan etmiş olmaktadır: Kişi tek başına yola çıkmamalıdır.

Müteakip hadisler meseleyi daha da açacaktır.[2]

 

ـ2ـ وعن سعيد بن المسيب قال: ] قال رسول اللّه #: الشَّيْطَانُ يَهُمُّ بِالْوَاحِدٍ وَا‘ثْنَيْنِ، فإذَا كَانُوا ثََثَةً لَمْ يَهُمَّ بِهِمْ[. أخرجه مالك .

 

2. (2183)- Said İbnu'l- Müseyyeb (rahimehullah) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Şeytan tek başına olanla, iki kişi beraber olana sıkıntı verir.Eğer üç kişi olurlarsa onlara sıkıntı veremez."[3]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Bu hadis Muvatta'da mürsel ise de, başka tarikten mevsul olarak Ebû Hüreyre rivayeti olarak gelmiştir.

2- Bu hadis yolculukla ilgilidir. Yani "Tek başına seyahat edenle iki arkadaş olarak seyahat edenlere şeytan sıkıntı verir, üç kişi beraber seyahat ederlerse sıkıntı veremez" demektir. Ancak, bazı âlimler: "Tek başına (vahid)'den maksad "kendi görüşünde yalnız kalan" dır" diyerek "çoğunluğa uymak, büyüğe uymaktan evladır" prensibini getirmişlerdir. Nitekim bir başka hadis de bu mânayı te'yîd etmektedir: "Ekseriyete uyun, yalnız kalan ateşe gider.[4]

 

ـ3ـ وعن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسول اللّه #: الرَّاكِبُ شَيْطَانٌ: وَالرَّاكِبَانِ شَيْطَانَانِ، وَالثََّثَةُ رَكْبٌ[. أخرجه مالك وأبو داود والترمذي .

 

3. (2184)- Amr İbnu Şuayb an ebîhî an ceddihi (radıyallâhu anh) tarikinden naklediyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir atlı bir şeytandır, iki atlı iki şeytandır, üç atlı bir gruptur."[5]

 

AÇIKLAMA:

 

Hattâbî, hadisi şöyle açıklar: "Bunun mânası şudur: "Yalnızlık ve yeryüzünde tek başına seyahat şeytanın işidir. Bu amele insanı şeytan sevkeder ve ona şeytan çağırır. İki kişi için de durum aynıdır. Ancak üç kişi  olursa o zaman bir cemaat teşkil ederler." Hattâbî devamla der ki: "Yalnız başına yolculuk yapan kimse yolda ölecek olsa, yanında onun yıkama, teçhiz ve defin gibi cenazesi ile alakalı işleri görecek kimsesi olmaz. Keza  malımülkü üzerine vasiyetini tevdi edeceği ve terekesini ailesine götürecek, ölümü hakkında onlara haber getirecek birisi olmaz. Keza yolculuğunda kendisine yardımcı olacak kimseden de mahrumdur. Üç kişi olurlarsa bazı külfetli işlerde, korunmada birbirlerine yardım ederler, namazlarını cemaatle kılıp, cemaat sevabından hisselerini alırlar."[6]

 

ـ4ـ وعن أبى هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسول اللّه #: إذَا خَرَجَ ثََثَةٌ في سَفَرٍ فَلْيُؤَمِّرُوا أحَدَهُمْ[. أخرجه أبو داود .

 

4. (2185)- Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Bir sefere üç kişi beraber çıkınca birini emîr (başkan) yapsınlar."[7]

 

AÇIKLAMA:

 

Hattâbî şu açıklamayı yapar: "Bu emirden maksad işlerinin müştereken ahenkli olarak yürümesi, aralarında farklı fikirler ortaya çıkmaması ve dolayısiyle ihtilafa düşmemeleridir."

Başkan seçme sünnet-i müekkededir. "Vâcibdir" diyen âlim de vardır.

Üçten murad, cemaatin en azı (ekalli) üç olması sebebiyledir. Daha fazla iseler evleviyetle başkan gerekli olur.

Hattâbî der ki: "Bu hadiste şu hususa delil vardır: Eğer iki kişi, aralarındaki bir mesele hakkında hüküm vermesi için üçüncü bir şahsı hakem tayin etseler, bunun hükmü infaz edilir."

1- Böyle bir emîre itaat gerekir, ancak bu emîrin hudûd ahkâmını tatbik etmeye veya ta'zir cezası vermeye yetkisi yoktur. Sadece yolculuk umuruyla ilgili kararlar almada şer'i izne sahiptir.

2- Bazı âlimler, "iki kişi olsalar da birinin emir olması gerekir" diyerek, ikiyi de "üç" ün ahkâmına tâbi kılmıştır.[8]


 

[1] Buhârî, Cihâd: 135; Tirmizî, Cihâd: 4, (1673); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/19.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/19.

[3] Muvatta, İsti'zân: 36, (2, 978); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/19.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/20.

[5] Muvatta, İsti'zân: 25, (2, 978); Ebû Dâvud, Cihad: 86, (2607); Tirmizî, Cihâd: 4, (1674); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/20.

[6] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/20.

[7] Ebû Dâvud, Cihâd: 87, (2609); İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/20.

[8] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/21.