ONİKİNCİ FASIL

 

KAZAYI HACET DUASI

 

ـ1ـ عن أنس رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]كَانَ رسولُ اللّهِ # إذَا دَخَلَ الخََءَ لِقَضَاءِ الحَاجَةِ يَقُولُ: اَللَّهُمَّ إنِّى أعُوذُ بِكَ مِنَ الخُبُثِ وَالخَبَائِثِ[. أخرجه الخمسة.»الخُبُثُ« بضم الباء جمع خبيث.»والخَبَائِثُ« جمع خبيثة، والمراد بهما ذكور شياطين الجنّ وا“نس وإناثهم .

 

1. (1854)- Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) kazâyı hâcet için helâya girdiği zaman şu duayı okurdu:

"Allahümme innî eûzu bike mine'lhubsi ve'lhabâis. (Allahım, pislikten ve (cin ve şeytan gibi) kötü yaratıklardan sana sığınırm." [Buhârî, Vudû 9, Da'avât 15; Müslim, Hayz 122, (375); Tirmizî, Tahâret 4, (5); Ebû Dâvud Tahâret 3, (4,5); Nesâî, Tahâret 18, (1, 20).][1]

 

ـ2ـ وعن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنْها قالت: ]كَانَ النَّبىُّ # إذَا خَرَجَ مِنَ الخََءِ قالَ غُفْرَانَكَ[. أخرجه أبو داود والترمذي.وله في أخرى عن عليّ رَضِيَ اللّهُ عَنْهُ قال: ]قالَ رسولُ اللّهِ # سِتْرُ مَا بَيْنَ أعْيُنِ الجِنِّ وَعَوْرَاتِ بَنِى آدَمَ إذَا دَخَلَ أحَدُهُمُ الخََءَ أنْ يَقُولَ: بِسْمِ اللّهِ[.»الغُفْرَانُ« مصدر ونصبه بإضمار أطلب وأستغفر لقصور الشكر عن بلوغ هذه النعمة، وقيل: استغفر من  تركه ذكر اللّه سبحانه مدة لبثه على الخء ‘نه كان  يترك ذكر اللّه إ عند قضاء الحاجة، فرأى ذلك تقصيراً فتداركه باستغفار .

 

2. (1855)- Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan çıkınca: "Gufrâneke (affını taleb ediyorum)" derdi. "[Ebû Dâvud, Tahâret 17, (30); Tirmizî, Tahâret 5, (7); İbnu Mâce, Tahâret 10, (300).]

Tirmizî'nin Hz. Ali'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Helâya girdiği zaman insanoğlunun avretleri ile cinnîlerin gözleri arasındaki perde, kişinin "bismillah" demesidir."[2]

 

AÇIKLAMA:

 

1-Gufrâneke: Gufrân, tıpkı mağrifet gibi mastardır. Örtmek, affetmek, bağışlamak mânasına gelir. Sondaki ke zamirdir. Öyleyse senin örtmen, bağışlaman demek olur. Ancak mânanın bütünleşmesi için bir fiil takdiri gerekmektedir:   اَطْلُبُ غُفْرَانَكَ  Yâni "senin bağışlamanı taleb ediyorum."2-Helâdan çıkarken mağfiret talebetmenin sebebine gelince şârihler iki ihtimal beyan eder:

a) Bu esnada zikrullahın terkedilmiş olmasından.

b) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), kişinin, gıdayı alıp menfaatini te'min ve fuzûliyâtı kolayca atması gibi fevkalâde hayatî nimetlerin şükrünü ödemideki aczi sebebiyle mağfiret dilemiştir. Böylece nimete karşı şükür vazîfesini mağfiret dileyerek yerine getirmiş olmaktadır. Bu ihtimal daha kavî gözükmektedir.

3-Bu makamda, okunacak başka merfu dualar da rivâyet edilmiştir:  اَلْحَمْدُللّهِِ الَّذِى اَذْهَبَ عَنِّى اْ‘َذَى وَعَافَانِى   (Ezâyı giderip âfiyet veren Allah'a hamdolsun) veya,   اَلْحَمْدُللّهِ الَّذِى اَحْسَنَ اِلَىَّ فِى اَوَّلِهِ وَآخِرِهِ  (Gıdamızın evvelinde de sonunda da bize ihsanda bulunan Allah'a hamdolsun) veya:   اَلْحَمْدُللّهِ الَّذِى اَذَاقَنِى لَذَّتَهُ وَاَبْقَى فيَّ قُوتَهُ وَاَذْهَبَ عَنِّى اَذَاهُ   (Lezzetini bana tattırıp, gıdasını bende bırakıp sonra da ezâsını benden gideren Allah'a hamdolsun.)"Bu rivâyetlerden sıhhatçe en üstün olanı sadedinde olduğumuz Hz. Âişe hadisidir. Resûlullah'ın farklı zamanlarda bu duaların hepsiyle dua etmiş olması mümkündür.[3]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:7/81.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:7/81-82.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:7/82.