KADİR VE BERAT GECELERİ  

 

Kadir gecesiyle ilgili olarak ulemanın ortaya koyduğu uzun tahlillere gerek görmeden[1] mevzu hakkında derli toplu, tahkikî, bir bilgi vermek için hasan Basrî Çantay merhumun, Duhan suresinin: "Biz onu (Kur' ân'ı) mübârek bir gecede indirdik..." meâlindeki 3. âyetinde zikri geçen gecenin hangi gece olduğuna dair yaptığı açıklamayı bir iki küçük tasarrufla aynen kaydedeceğiz. Görüleceği üzere, Kur'ân'ın indiği bu gece, Kadir gecesi midir, Berat gecesi midir? âlimler arasında tam bir ittifakla söylenememiştir. Böylece her iki gece de kıymet kazanmış olmakta ve ayrıca Kadir gecesinin yıl içindeki  yeri biraz daha müphemleşmektedir:

"(Kur'ân'ı) Kadir gecesinde, yahud Şa'ban ayının yarısını teşkil eden Berâet gecesinde (indirdik). O gecenin mübârek olması da bundandır. Zira Kur'ân'ın inmesi dinî ve dünyevî bir çok faidelere sebepdir. Yahud bu mübâreklik o gece meleklerin inmesinden, ilahî rahmetin  feyezânından, duaların kabul ve isâbet bulmasından, ni'metlerin taksim ve kazaların fasl u tefrik buyurulmasındandır (Beyzâvî, Medârik). Müfessirler bu mübârek gece hakkında ihtilâf ettiler. Ekseriyyet bunun "Kadir" gecesi, (İkrime) ile bir tâife de, "Beraet" gecesi olduğunu söylemişlerdir. Ekseriyyetin istinâd ettiği vecihler şunlardır: Cenab-ı Hakk, "El-Kadr" suresinde, Kur'ân'ı, Kadir gecesinde, bu âyette de, mübârek bir gecede indirdiğini beyan buyurmuştur. Eğer bu iki geceden murad tek bir gece olmasaydı tenâkuz lâzım gelirdi. Allah Teâla, içinde Kur'ân indirilen ayın, Ramazan ayı olduğunu diğer bir âyette de tasrih etmiştir. (Bakınız El-Bakara suresi ayet: 185). Buna göre mübarek gecenin Şa'ban gecelerinden değil, Ramazan gecelerinden biri olması icabeder. Cenab-ı Hakk mübarek geceyi "Onda her hikmetli iş ayrılır" diye vasıflandırmış, Kadir gecesi hakkında da onda melekler ve ruh her emirden nâşî Rablerinin izniyle inmekte olduğunu beyan buyurmuştur ki bu emir, o seneden gelecek seneye kadar olan amel, rızık, hayat, ölüm gibi Allah'ın kazasıdır... İbni Abbas (radıyallahu anhümâ) der ki: "Cenâb-ı Hakk'ın bütün kazaları Şa'ban'ın nısıf gecesinde me'mur meleklere teslim edilir." Bazılarına göre "Berâet" gecesi, emirlerin Levh-i Mahfuz'dan istinsâhına başlanır, kâtipler bu geceden, gelecek seneye müsaadıf aynı geceye kadar olan vak'aları yazar ve bu "Kadir" gecesi bitirilir  de, rızıklara âid nüsha Mikâil (aleyhisselam)'e, harblere, zelzelelere, sâikalara, çöküntülere aid nüsha Cebrail (aleyhisselam)'e, amellere müteallik nüsha dünya göğünün sahibi ve büyük melek olan İsrâfil (aleyhisselam)'e, musibetlere âid nüsha da Azrâil (aleyhisselam)'e teslim olunur.

Denildi ki: "Berâet" gecesine has beş haslet vardır:

1) Her mühim iş o gece tefrik edilir.

2) O geceki ibâdetin fazîleti büyüktür.

3) Rahmet-i İlâhiye feyezân eder.

4) Mağfiret gecesidir.

5) O gece Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a şefaat hakkının tamamı verilmiştir. Çünkü Resûl-i Ekrem (aleyhissalâtu vesselâm) Şa'ban'ın 13. gecesi ümmeti hakkında şefâat istemiş, bu şefâatin üçte biri verilmiş, 14. gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş, 15. gecesi taleb etmiş,  bu gece şefaatin tamamı ihsan buyrulmuş. Bu şefaatden mahrum olanlar Allah'tan,  devenin ürküp kaçtığı gibi kaçanlardır. Âdat-ı İlâhiyyedendir ki bu gece "zemzem" kuyusunun suyu artar. Şa'ban'ın nısıf gecesine "Mübârek, Berâet, Sâk (berâet, ferman), Rahmet" isimleri verilmiştir. (Şeyhzâde, Râzi, Ebussuud).[2]


 

[1] Daha geniş bilgi edinmek isteyenlere Elmalılı merhumun tefsirini (Kadr sûresi ) tavsiye ederiz.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 4/398-399.