ـ1ـ عن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما. في قوله تعالى: ]وَلَوَْ أنْ يَكُونَ النَّاسُ أمَّةً وَاحِدَةً؛ أىْ لَوَْ أنْ أجْعَلَ النَّاسَ كُلَّهُمْ كُفَّاراً لَجَعََلْتُ لِبُيُوتِ الْكُفَّارِ سُقُفاً مِنْ فِضَّةٍ وَمَعارِجَ مِنْ فِضَّةٍ: وَهِىَ الدَّرَجُ، وَسُرراً مِنْ فِضَّةٍ[. أخرجه البخارى معلقاً .
1. (779)- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ), "Eğer (bütün) insanlar (küfre imrenecek) bir tek ümmet hâline gelmeyecek olsalardı o çok esirgeyen (Allah)'a küfreden kimselerin evlerinin tavanlarını, üstünden çıkacakları merdivenleri, odalarının kapılarını, üzerine yaslanacakları tahtları hep gümüşten yapardık!" (Zuhruf, 33-34) âyeti hakkında şu açıklamayı yaptı: Yani: "İnsanların tamamını küffâr kılmayacak olsam, küffârın evlerine gümüşten tavan, gümüşten merdiven, gümüşten tahtlar yapardım." [Buharî, Tefsir, Zuhruf 1. (Hadis muallaktır).][1]
AÇIKLAMA:
Şarihlerin açıklamasına göre burada korkulan husus, bütün insanların dünyaya meyleden kâfirleşmiş tek bir ümmet hâline gelmesidir.
Fahreddin-i Râzî ayeti şöyle açıklar: "Dünyada kalan zenginlikler, Allah nazarında hiçbir kıymet taşımazlar. Bu sebeple kâfirlere daha çok vermek ister. Onların dünyevî zenginlikleri Allah nazarındaki değerlerini hiç artırmaz. Buna rağmen Allah onlara daha fazla vermiyor, zira, insanlar kâfirleri çok zengin görünce, küfür, nazarlarında mergub bir durum kazanır ve hepsi küfre düşerek tek bir millet hâline gelirler.
Âyette kâfirlerin zenginliğini artırma yollarının zikredildiğini görmekteyiz: Tavanın gümüşten, merdivenlerin gümüşten, kapıların, tahtların gümüşten olması.[2]