ـ196 ـ6183 ـ646ـ حَدّثَنَا مُحَمّدُ بْنُ يَحْيى. ثَنَا عُبَيْدُ اللّهِ بْنُ مُوسى، عَنْ شَيْبَانَ النَّحْوِيِّ، عَنْ يَحْيى ابْنِ أبِي كَثِيرٍ، عَنْ أبِي سَلَمََةَ، عَنْ أُمِّ بَكْرٍ؛ أنَّهَا أُخْبِرَتْ أنَّ عَائِشَةَ قَالَتْ: قَالَ رَسُولُ اللّهِ # فِي الْمَرْأةِ تَرَى مَا يَرِيبُهَا بَعْدَ الْطُّهْرِ قَالَ: »إنَّمَا هِىَ عِرْقٌ أوْ عُرُوقٌ«.قَالَ مُحَمّدُ بْنُ يَحْيى: يُرِيدُ بَعْدَ الطُّهْرِ بَعْدَ الْغُسْلِ.في الزوائد: إسناده صحيح، ورجاله ثقات .
196. (646) (6183)- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), temizlikten sonra hayız şüphesi veren akıntı gören kadın hakkında: "O bir damar veya damarlar(dan gelen istihaze kanı)dır, (hayız kanı değildir)" buyurdular."Muhammed İbnu Yahya dedi ki: "Temizlikten sonra" tabiriyle "(hayız devri bitip) yıkandıktan sonra" demek istemiştir."[1]
AÇIKLAMA:
Daha önce de geçtiği üzere, cünüb ve hayızlı kadının mescidden geçme meselesi ihtilaflıdır: Hanefîler: "Ancak zaruret icabı geçebilir, zaruret olmadan geçemez" derken, Şafiîler: "Cünübün, ihtiyaç olmasa da, abdest almamış olsa da mescidden geçebileceği" kanaatindedir. "Yeter ki hayızlı kadın kanla kirletmesin."
Bu kanaati te'yid eden rivayetler var. Hanbelîler ve bir kısım alimler de bu görüştedir. Malikîler çoğunluk itibariyle: "Cünüb zaruret halinde teyemmüm yaparak mescidden geçebilir" demiştir.[2]