* HAYÂ

 

ـ1288 ـ7275 ـ4181 -حَدّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ عَبْدِ اللّهِ الرَّقِّيُّ. ثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ يَحْيَى عَنِ الزُّهْرِيِّ عَنْ أنَسٍ؛ قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إنَّ لِكُلِّ دِينٍ خُلُقاً. وَخُلُقُ ا“سَْمِ الْحَيَاءُ.فِي الزوائد: حديث أنس ضعيف ومعاوية بن يَحْيَى الصدفيّ أَبُو روح الدمشقيّ ضعفوه .

 

1288. (4181) (7275)- Hz. Enes ve İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Her dinin (kendine has temel) bir huyu vardır. İslâm'ın bu huyu, hayadır."[1]

 

ـ1289 ـ7276 ـ4184 -حَدّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى. ثَنَا هُشَيمٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ أَبِي بَكْرَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: الْحَيَاءُ مِنَ ا‘َيْمَانِ. وَا“ِيمَانُ فِي الْجَنَّةِ وَالْبَذَاءُ

مِنَ الْجَفَاءِ وَالْجَفَاءُ فِي النَّارِ.فِي الزوائد: رواه اِبْنِ حبان فِي صحيح.وقول الدار قطني: إن الحسن لم يسمع من أَبِي بكرة، الجواب عنه أن البخاري احتجّ فِي صحيحه برواية الحسن عن أَبِي بكرة فِي أربعة أحاديث. وفي مسند أحمد ومعجم الطبرانيّ الكبير التصريح بسماعه من أَبِي بكرة فِي عدة أحاديث والمثبت مقدم عَلَى النافي .

 

1289. (4184) (7276)- Ebu Bekre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Haya imandandır. İman (sahibi) ise cennettedir. Hayasızlık (ve bundan kaynaklanan kabalıklar, çirkin ve kırıcı sözler) cefa (eziyet, zulüm, haksızlık)dan bir parçadır. Cefa (eden de) cehennemdedir."[2]

 

ـ1290 ـ7277 ـ4187 -حَدّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعََءِ الْهَمْدَانِيُّ. ثَنَا يُونُسُ  بْنُ بُكَيْرٍ. ثَنَا خَالِدُ بْنُ دِينَارٍ الشَّيْبَانِيُّ عَنْ عُمَارَةَ الْعَبْدِيِّ. ثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الْخُدْرِيُّ؛ قَالَ: كُنَّا جُلُوساً عِنْدَ رَسُولِ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: أتَتْكُمْ وُفُودُ عَبْدِ الْقَيْسِ وَمَا يَرَى أحَدٌ فِينَا نَحْنُ كذلِكَ. إذْ جَاءُوا فَنَزَلُوا فَأتَوْا رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. وَبَقِيَ ا‘شَجُّ الْعَصَرِيُّ. فَجَاءَ بَعْدُ فَنَزَلَ مَنْزًِ. فَأنَاخَ رَاحِلَتَهُ، وَوَضَعَ ثِيَابَهُ جَانِباً. ثُمَّ جَاءَ إِلَى رَسُولِ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَا أشَجُّ! إنَّ فِيكَ لَخَصْلَتَيْنِ يُحِبُّهُمَا اللّهُ: الْحِلْمَ وَالتُّؤَدَةَ. قَالَ: يَا رَسُولَ للّهِ! أَشَيْئٌ جُبِلْتُ عَلَيْهِ أمْ شَيْءٌ حَدَثَ لِي؟ قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: بَلْ شَيْءٌ جُبِلْتَ عَلَيْهِ.فِي الزوائد: عمارة بن جوين أَبُو هارون العبديّ كذبه اِبْنِ معين و عُثْمَانَ بن أَبِي شيبة و اِبْنِ عليه و قَالَ اِبْنِ عبد البر: أجمعوا عَلَى أنه ضعيف الحديث .

 

1290. (4187) (7277)- Ebu Sa'idi'l-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında oturuyor idik. (Bir ara): "Size Abdulkays kabilesinin gönderdiği heyet geldi" buyurdular. Halbuki içimizden hiç kimse (henüz heyetin geldiğini) görmemişti. Hakikaten geldiler ve konakladılar. Sonra Aleyhissalâtu vesselâm'ın huzuruna geldiler. Onlardan Eşecc el-Asarî (adında biri) konaklama yerinde kaldı, o sonradan geldi. Çünkü o, bir konağa indi, devesini ıhtırdı. Yolculuk elbisesini bir kenara bıraktı. Sonra (taze elbise giyip, öyle) Aleyhissalâtu vesselâm huzuruna çıktı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm da ona: Ey Eşecc! Sende aziz ve celil olan Allah'ın sevdiği iki haslet vardır: Hilm (Acele etmemek) ve teenni ile hareket etmek" buyurdular. Eşecc: "Ey Allah'ın Resûlü! Bu hasletler, cibilliyetimde (fıtratımda doğuştan getirdiğim) bir şey mi, yoksa sonradan (iradî gayretimle) meydana gelen bir şey mi?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: "Hayır! Yaratılışında bulunan bir şeydir!" buyurdular."[3]

 

ـ1291 ـ7278 ـ4188 -حَدّثَنَا أَبُو إسْحَاقَ الْهَرَوِيُّ. ثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْفَضْلِ ا‘نْصَارِيُّ. ثَنَا قَرَّةُ بْنُ خَالِدٍ. ثَنَا أَبِي حَمْزَةَ عَنِ اِبْنِ عَبَّاسٍ؛ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ لِ‘َشَجِّ الْعَصَرِي: إِنَّ فِيكَ خَصْلَتَيْنِ يُحِبُّهُمَا اللّهُ: الْحِلْمَ وَالْحَيَاءَ.فِي الزوائد: فِي إسناده العباس بن الفضل عن قرة بن خالد تابعه عليه بشر بن الفضل كما روان الترمذي .

 

1291. (4188) (7278)- İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Eşecc el-Asari'ye: "Muhakkak ki sende Allah'ın sevdiği iki haslet var: Hilm (acele etmemek) ve haya" buyurdular."[4]

 

ـ1292 ـ7279 ـ4189 -حَدّثَنَا زَيْدُ بْنُ أخْزَمَ. ثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ. ثَنَا حَمّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ عَبَيْدٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ اِبْنِ عُمَرَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا مِنْ جُرْعَةٍ أعْظَمُ أجْراً عِنْدَ اللّهِ مِنْ جُرْعَةِ غَيْظٍ كَظَمَهَا عَبْدٌ ابْتِغَاءَ وَجْهِ اللّهِ.فِي الزوائد: إسناده صحيح رِجَالُهُ ثقات .

 

1292. (4189) (7279)- İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah indinde kişinin yuttuğu en sevaplı yudum, Allah'ın rızasını düşünerek kendini tutup, yuttuğu öfke yudumudur."[5]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/581.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/582.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/582-583.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/583.

[5] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/583.