* TEVEKKÜL VE YAKIN

 

ـ1281 ـ7268 ـ4165 -حَدّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ ا‘عْمَشِ عَنْ سََّمِ -اِبْنِ شُرَحْبِيلَ- أَبِي شُرَحْبِيلَ عَنْ حَبَّةَ وَسَوَاءٍ ابْنَىْ خَالِدٍ؛ قَاَ: دَخَلْنَا عَلَى النَّبِيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ يُعَالِجُ شَيْئاً. فَأعْنَّاهُ عَلَيْهِ. فَقَالَ: َ تَيْأسَا مِنَ الرِّزْقِ مَا تَهَزَّزَتْ رُؤُسُكَُُا. فإنَّ ا“نْسَانَ تَلِدُهُ أُمُّهُ أحْمَرَ لَيْسَ عَلَيْهِ قِشْرٌ. ثُمَّ يَرْزُقُهُ اللّهُ عَزَّ وَجَلَّ.فِي الزوائد: إسناده صحيح. وسم بن شرحبيل ذكره اِبْنِ حبان فِي الثقات. ولم أر من تكلم فِيهِ وباقي رجال ا“سناد ثقات .

 

1281. (4165) (7268)- Halid'in oğulları Habbe ve Sevâ radıyallahu anhümâ anlatıyor. "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir şey tamir etmekte iken yanına girdik. O işte kendisine yardım ettik. "Başlarınız kımıldadığı müddetçe rızık hususunda yeise düşmeyin. Zira insanı annesi kıpkızıl, üzerinde hiçbir şey olmadığı halde doğurur, sonra aziz ve celil olan Allah onu her çeşit rızıkla rızıklandırır" buyurdular."[1]

 

ـ1282 ـ7269 ـ4166 -حَدّثَنَا إسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ. أنْبَأنَا أَبُو شُعَيْبٍ صَالِحُ بْنُ زُزَيْقٍ الْعَطَّارُ. ثَنَا سَعِيدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْجُمَحِيُّ عَنْ مُوسَى بْنِ عَلِيِّ بْنِ رَبَاحٍ عَنْ أبِيهِ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إنَّ مِنْ قَلْبِ اِبْنِ آدَمَ بِكُلِّ وَادٍ شُعْبَةً. فَمَنِ اتَّبَعَ قَلْبُهُ الشُّعَبَ كُلَّهَا لَمْ يُبَالِ اللّهِ بِأيِّ وَادٍ أهْلَكَهُ. وَمَنْ تَوَكَّلَ عَلى اللّهِ كَفَاهُ التَّشَعُّبَ.فِي الزوائد: إسناده ضعيف. وصالح بن رزيق ليس له إ هَذَا الحديث. قَالَ فِي الميزان: حديث منكر .

 

1282. (4166) (7269)- Amr İbnu'l-As radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Şüphesiz, her derede, âdemoğlunun kalbinden bir parça bulunur (yani kalp her şeye karşı bir ilgi duyar). Öyleyse kimin kalbi bütün parçalara ilgi duyarsa, Allah onun hangi vadide helak olacağına hiç aldırmaz. Kim de Allah'a tevekkül ederse, kalbinin her şeye (ilgi kurarak dağılmasını önlemek için) Allah ona yeter."[2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/578.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/579.