* HZ. PEYGAMBERİN AİLESİNİN MAİŞETİ

 

ـ1274 ـ7561 ـ4145 -حَدّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثَنَا يَزِيدُ بْنُ هارُونَ. ثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ عَائِشَةَ؛ قَالَتْ: لَقَدْ كَانَ يَأتِي عَلى آلِ مُحَمَّدٍ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الشَّهْرُ مَا يُرَى فِي بَيْتٍ مِنْ بُيُوتِهِ الدُّخَانُ.قُلْتُ: فَمَا كَانَ طَعَامُهُمْ؟ قَالَتِ: ا‘سْوَدَانِ: التَّمْرُ وَالْمَاءُ. غَيْرَ أنَّهُ كَانَ لَنَا جِيرانٌ مِنَ ا‘نْصَارِ جِيرَانُ صِدْقٍ. وَكَانَتْ لَهُم رِبَائِبُ. فَكَانُوا يَبْعَثُونَ إلَيْهِ ألْبَانَهَا. قَالَ مُحَمَّدٌ: وَ كَانُوا تِسْعَةَ أبْيَاتٍ.فِي الزوائد: إسناده صحيح رِجَالُهُ ثقات. وقد روى مسلم بعضه من هَذَا الوجه .

 

1274. (4145) (7261)- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "ÂI-i Muhammed aleyhissalâtu vesselâm'ın, bazan bir ay geçer, hücrelerinin hiçbirinde ateş yanmazdı.

Hz. Aişe'nin ravisi Ebu Seleme der ki: "Ben Aişe radıyallahu anhâ'dan sordum: "Öyleyse bu esnada ne yerlerdi?" Şu cevabı verdi:

"İki siyah: Hurma ve su! Ancak, Ensardan komşularınız vardı. Onlar sadâkatli komşulardı. Onların sağmal hayvanları vardı. Bunlar hayvanlarının sütünden Aleyhissalâtu vesselâm'a gönderirlerdi. (O, bize de içirirdi)" dedi. Muhammed (İbnu Mâce) der ki: "Ve onlar (yani Hz. Peygamber'in hücreleri) dokuz taneydi."[1]

 

ـ1275 ـ7262 ـ4147 -حَدّثَنَا أحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ. ثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى. أنْبَأنَا شَيْبَانُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أنَسِ اِبْنِ مَالِكٍ؛ قَالَ سَمِعْتُ  رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ مِرَاراً: وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ! مَا أَصْبَحَ عِنْدَ آلِ مُحَمَّدٍ صَاعُ حَبٍّ وََ صَاعُ تَمْرٍ. وَإنَّ لَهُ يَوْمَئِذٍ تِسْعَ نِسْوَةٍ .

فِي الزوائد: هَذَا إسناد صحيح. رِجَالُهُ ثقات. ورواه اِبْنِ حبان فِي صحيحه من طريق أبان العطار عن قتادة به قلت: وأصل الحديث رواه البخاري فِي صحيح فِي كتاب البيع. واختلف شراحه فِي أنه موقوف أو مرفوع لكن رواية المصنف ترد عَلَى من قَالَ بوقفه عن أنس .

 

1275. (4147) (7262)- Hz. Enes İbnu Mâlik radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm tekrar tekrar buyurdular ki: "Muhammed'in nefsini elinde tutan Zat-ı Zülcelâl'e yemin olsun ki, Âl-i Muhammed'de hiçbir zaman akşamdan sabaha bir sa' miktarında ne zahire ne de kuru hurma bulunmuştur."

Halbuki o sıralarda Aleyhissalâtu vesselâm'ın dokuz zevceleri vardı."[2]

 

ـ1276 ـ7263 ـ4148 -حَدّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى. ثَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ. ثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللّهِ الْمَسْعُودِيِّ عَنْ عَلثيِّ بْنِ بَذِيمَةَ عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللّهِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا أصْبَحَ فِي آلِ مُحَمَّدٍ إَّ مُدٌّ مِنْ طَعَامٍ أوْ مَا أصْبَحَ فِي آلِ مُحَمَّدٍ مُدٌّ مِنْ طَعَامٍ.فِي الزوائد: هَذَا إسناد رجاله ثقات. وأبو المغيرة اسمه عبد القدوس بن حجاج الخونى .

 

1276. (4148) (7263)- Abdullah İbnu Mesud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Al-i Muhammed'de ancak bir nüdd miktarı yiyecek maddesi sabahlamıştır" veya "Al-i Muhammed'de bir nüdd yiyecek (bile) sabahlamadı" buyurdular."[3]

 

1277. (4149) (7264)- Süleymân İbnu Surad radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bize geldi ve bir yiyecek (ikramına) gücümüz yetmeksizin -veya bir yiyeceğe gücü yetmeksizin- üç gece kaldık."[4]

 

ـ1278 ـ7265 ـ4150 -حَدّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ. ثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنِ ا‘عْمَشِ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي  هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: أُتِيَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَوْماً بِطَعَامٍ سُخْنٍ. فَأكَلَ فَلَمَّا فَرَغَ

قَالَ: الْحَدْ اللّهِ! مَا دَخَلَ بَطَنِي طَعَامٌ سُخْنٌ مُنْذُ كذَا وَ كَذَا.فِي الزوائد: إسناده حسن. وسويد مختلف فِيهِ .

 

1278. (4150) (7265)- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir gün sıcak bir yemek getirilmişti. Yedi ve yemekten çıkınca: "Elhamdülillah, şu şu vakitten beri mideme sıcak bir yemek girmemişti" buyurdu."[5]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/575.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/576.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/576.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/576.

[5] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/577.