* MEZAHİM (ŞİDDETLİ SAVAŞLAR)

 

ـ1251 ـ7238 ـ4089 -حَدّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسُ عَنِ ا‘وْزَاعِيِّ عَنْ حَسَّانَ اِبْنِ عَطِيَّةَ؛ قَالَ: مَالَ مَكْحُولٌ وَ اِبْنُ أَبِي زَكَرِيَّا إِلَى خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ وَمِلْتُ مَعَهُمَا. فَحَدَّثَنَا عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ؛ قَالَ: قَالَ لِي جُبَيْرٌ: انْطَلِقْ بِنَا إِلَى ذِي مِخْمَرٍ وَ كَانَ رَجًُ مِنْ أصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. فَانْطَلَقْتُ مَعَهُمَا. فَسَألَهُ عَنِ الْهُدْنَةِ. فَقَالَ: سَمِعْتُ النَّبِيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: سَتُصَالِحُكُمُ الرُّومُ صُلْحاً آمِناً. ثُمَّ تَغْزُونَ أنْتُمْ وَهُمْ عَدُوّاً فَتَنْتَصِرُونَ وَتَغْنَمُونَ وَتَسْلَمُونَ ثُمَّ تَنْصَرِفُونَ حَتَّى تَنْزِلُوا بِمَرْجٍ ذي تُلُولٍ. فَيَرْفَعُ رَجُلٌ مِنْ أهْلِ الصَّلِيبِ فَيَقُولُ: غَلَبَ الصَّلِيبُ فَيَغْضَبُ رَجُلٌ مِنَ الْمُسْلِمِينَ فَيَقُومُ إلَيْهِ فَيَدُقُّهُ. فَعِنْدَ ذلِكَ تَغْدِرُ الرُّومُ وَيَجْتَمِعُونَ لِلْمَلْحَمَةِ.فِي الزوائد: اسناده حسن. وروى أَبُو دَاوُد بعضه .

 

1251. (4089) (7238)- Zî Muhmer radıyallahu anh'a müslümanların Rumlarla yapacağı savaş sorulunca, Resûlullah'tan şu hadisi nakletmiştir: "Rumlar sizlerle emin bir sulh antlaşması yapacaklar. Sonra, siz ve onlar (başka) bir düşmanla savaşacaksınız ve zafer kazanıp ganimet mallarını alıp (savaştan) salimen galip çıkacaksınız. Sonra savaş yerinden ayrılıp tepeleri bulunan bir çayırlıkta mola vereceksiniz. Orada haç ehlinden (hıristiyanlardan) bir adam haçı havaya kaldırarak: "Haç galip oldu" diyecek, müslümanlardan bir adam kızarak kalkıp (adamın elindeki) haçı kırıp ezecektir. İşte o zaman Rumlar sulh antlaşmasını bozarak şiddetli bir savaş için toplanacaklar."

İbnu Mâce, bu hadisin, kendisine bir başka vecihten de ulaştığını, hadisin o veçhinde şu ziyadenin olduğunu belirtir: "(Rumlar) şiddetli bir savaş için toplanacaklar. O zaman onlar seksen sancak altında oldukları halde gelirler ve her sancakta onikibin asker vardır."[1]

 

ـ1252 ـ7239 ـ4090 -حَدّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. ثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ. ثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي الْعَاتِكَةِ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ حَبِيبٍ الْمُحَارِبِيِّ عَنْ أَبِي  هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِذَا وَقَعَتِ الْمََحِمُ بَعَثَ اللّهُ بَعْثاً مِنَ الْمَوَالِي هُمْ أكْرَمُ الْعَرَبِ فَرَساً وَأجْوَدُهُ

سَِحاً يُؤَيِّدُ اللّهُ بِهُمُ الدِّينَ.فِي الزوائد: هَذَا إسناد حسن. و عُثْمَانَ بن أَبِي العاتكة مختلف فِيهِ .

 

1252. (4090) (7239)- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Şiddetli savaşlar vukûa geldiği zaman Allah mevaliden (Arap olmayan müslümanlar) öyle bir ordu gönderecek ki atlarının cinsi yönünden Arapların en kıymetlisi ve silah yönünden onların en iyisi olup Allah, İslâm dinini onlarla te'yid (takviye) edecektir."[2]

 

ـ1253 ـ7240 ـ4094 -حَدّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّيِّ. ثَنَا أَبُو يَعْقُوبَ الْحُنَيْنِيُّ عَنْ كَثِيرٍ بْنِ عَبْدِ اللّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَوْفٍ عَنْ أبِيهِ عَنْ جَدِّهِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: َ تَقُومُ السَّاعَةُ حَتَّى تَكُونَ أدْنَى مَسَالِحٍ الْمُسْلِمِينَ بَبَوَْءَ. ثُمَّ قَالَ: يَا عَلِيُّ! يَا عَلِيُّ! يَا عَلِي! بِأبِي وَأُمِّى! قَالَ: إنَّكُمْ سَتُقَاتِلُونَ بَنيِ ا‘صْفَرِ وَيُقَاتِلُهُمُ الَّذِينَ مِنْ بَعْدِ كُمْ حَتَّى تَخْرُجَ إلَيْهِمْ رُوقَةُ ا“سَْمِ أهْلُ الْحِجَازِ الَّذِينَ َ يَخَافُونَ فِي اللّهِ لَوْمَةَ Œئِمٍ. فَيَفْتَتِحُونَ الْقُسْطَنْطِينِيَّةَ بِالْتَّسْبِيحِ وَالتَّكْبِيرِ فَيُصِيبُونَ غَنَائِمَ لَمْ يُصِيبُوا مِثْلَهَا. حَتَّى يَقْتَسِمُوا بِا‘تْرِسَةِ. وَيَأتِي آتٍ فَيَقُولُ: إنَّ الْمَسِيحَ قَدْ خَرجَ فِي بَِدِكُمْ أَ وَهِيَ كِذْبَةٌ فَاَ خِذُ نَادِمٌ وَالتَّارِكُ نَادِمٌ.فِي الزوائد: فِي إسناده كثير بن عبد اللّه كذبه الشافعي وأبو دَاوُد. و قَالَ اِبْنِ حبان: روى عن أبيه عن جده نسخة موضوعة  يحل ذكرها فِي كتب و الرواية عنه إ عَلَى جهة التعجب .

 

1253. (4094) (7240)- Amr İbnu Avf radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Müslümanların silahlarını koydukları yerin en yakını Bevlâ'da olmadıkça kıyamet kopmaz."

Aleyhissalâtu vesselâm sonra: "Ey Ali, ey Ali, ey Ali!" diye nida etti. (Hz. Ali) "Annem babam sana kurban olsun, (buyurun ey Allah'ın Resulü!)" dedi.

Aleyhissalâtu vesselâm: "Muhakkak ki, sizler Benî Esfar'la (Rumlarla) savaşacaksınız. Sizden sonra gelecek müslümanlar da onlarla savaşacaklar. Nihayet Allah yolunda hiçbir kınayanın kınamasından korkmayan seçkin müslümanlar olan Hicaz halkı onlarla savaşa çıkacaklar. Konstantin'i tesbih ve tekbirlerle fethedecekler. Onlar daha önce benzerini elde etmedikleri ganimetler elde edecekler. Öyle ki (dirhem ve dinarları sayıyla değil, kalkanla ölçerek taksim edecekler. Bu sırada biri gelip şöyle diyecek: "Memleketinizde mesih çıktı." Bilesiniz bu haber yalandır. Artık o haberi tutan (inanan) da pişmandır, terkeden (inanmayan) da pişmandır."[3]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/559.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/560.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/560-561.