* KUR'AN VE (DİNLE İLGİLİ) İLİMLERİN YOK OLMASI

 

ـ1235 ـ7222 ـ4048 -حَدّثَنَا أَبُو بَكْرٍ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثَنَا وَكِيعٌ. ثَنَا ا‘عْمَشُ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ عَنْ زِيَادِ بْنِ لَبِيدٍ؛ قَالَ: ذَكَرَ النَّبِيُّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَيْئًا، فَقَالَ: ذَاكَ  عِنْدَ أوَانِ ذَهَابِ الْعِلْمِ قُلْتُ: يَا رَسُولَ للّهِ! وَكَيْفَ يَذْهَبُ الْعِلْمُ وَنَحْنُ نَقْرَأُ الْقُرْآنَ وَنُقْرِئُهُ أبْنَاءَنَا وَيُقْرِئُهُ أبْنَاءَهُمْ، إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ؟ قَالَ: ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ زِيَادُ! إنْ كُنْتُ ‘رَاكَ مِنْ أفْقَهِ رَجُلٍ بِالْمَدِينَةِ. أوَلَيْسَ هذِهِ الْيَهُودُ وَالنَّصَارَى يَقْرَأُونَ التَّوْرَاةَ وَا“نْجِيلَ َ يَعْمَلُونَ بِشَيْءٍ مِمَا فِيهِمَا؟.فِي الزوائد: هَذَا إسناده صحيح، رِجَالُهُ ثقات. إ أنه منقطع. قَالَ البخاري فِي التاريخ الصغير: لم يسمع سالم بن أَبِي الجعد من زياد بن لبيد. وتبعه عَلَى ذَلِكَ الذهبي فِي الكاشف. و قَالَ: ليس لزياد عند المصنف سوى هَذَا الحديث وليس له شئ فِي بقية الكتب .

 

1235. (4048) (7222)- Ziyâd İbnu Lebîd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir şey anlatarak: "İşte bu şey, ilmin gitme anlarında olur" buyurdu. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bizler Kur'ân'ı okur olduğumuz, evlatlarımıza da okuttuğumuz, evlatlarımız da kendi evlatlarına okutur olacakları halde ilim nasıl gider (kaybolur)?" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm: "Anasız kalasıca Ziyâd! Ben seni, Medine'nin en fakihlerinden biri bilirdim. Şu, (gözümüzün önündeki) yahudi ve hıristiyanlar kitapları olan Tevrat ve İncil'i okudukları halde onların içinde bulunanlarla amel ediyorlar mı? (Demek ki keramet okumada değil, okunanı hayata geçirmekte, yaşamakta ve tatbik etmektedir)" buyurdular."[1]

 

ـ1236 ـ7223 ـ4049 -حَدّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. ثَنَا أَبُو مَعَاوِيَةَ عَنْ أَبِي مَالِكٍ ا‘شْجَعِيِّ عَنْ رَبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ عَنْ حُذَيْفَةَ بْنِ الْيَمَانِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَدْرُسُ ا“سَْمُ كَمَا يَدْرُسُ وَشْئُ الثَّوْبِ. حَتَّى َ يُدْرَى مَا صِيَامُ وََ صََةٌ وََ نُسُكٌ وََ صَدَقَةٌ. وَلَيُسْرَى عَلَى كِتَابِ اللّهِ عَزَّ وَجَلَّ فِي لَيْلَةٍ. فََ يَبْقَي فِي ا‘رْضِ مِنْهُ آيَةٌ. وَتَبْقَى طَوَائِفُ مِنَ النَّاسِ الشَّيْخُ الْكَبِيرُ وَالْعَجُوزُ. يَقُولُونَ: أدْرَكْنَا أبَاءَنَا عَلَى هذِهِ الكَلِمَةِ: َ إِلهَ إَِّ اللّهُ. فَنَحْنُ نَقُولُهَا فَقَالَ لَهُ صِلَةٌ: مَا تُغْنِي عَنْهُمْ: َ إِلهَ إَِّ اللّهُ وَهُمْ َ يَدْرُونَ مَا صََةٌ وََ صِيَامٌ وَ نُسُكٌ وََ صَدَقَةٌ؟ فَأعْرَضَ عَنْهُ حُذَيْقَةُ. ثُمَّ رَدَّهَا عَلَيْهِ ثَثاً. كُلَّ ذلِكَ يُعْرِضُ عَنْهُ حُذَيْفَةُ ثُمَّ أقْبَلَ عَلَيْهِ فِي الثَّالِثَةِ فَقَالَ: يَا صَلَةُ! تُنْجِيهِمْ مِنَ النَّارِ. ثََثاً.فِي الزوائد: إسناده صحيح. رِجَالُهُ ثقات. ورواه الحاكم و قَالَ: إسناده صحيح عَلَى شرط مسلم .

 

1236. (4049) (7223)- Huzeyfe İbnu'l-Yemân radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

"Elbisenin nakşı silinip gittiği gibi İslâm da silinip gidecek. Öyle ki oruç nedir, namaz nedir, hacc nedir, sadaka nedir? bilinemeyecek. Bir gecede Allah'ın kitabı götürülecek, ondan yeryüzünde hiçbir şey kalmayacak. Çok yaşlı ihtiyar erkek ve kadınlardan bir kısım insanlar sağ kalıp: "Biz babalarımıza lâ ilâhe illallah kelimesi üzerine yetiştiğimiz için bu kelimeyi söyleriz" diyecekler."

Huzeyfe bu hadisi anlatınca orada bulunan Sıla radıyallahu anh kendisine: "O yaşlılar namaz nedir, oruç nedir, hacc nedir, sadaka nedir bilmezken "Lâ ilâhe illallah" kelimesi onlara bir fayda sağlar mı?" dedi. Huzeyfe (bu söze) cevap vermedi. Ama Sıla bu sorusunu üç kere tekrarladı. Her seferinde Huzeyfe onun sorusuna cevaptan kaçındı. Sonunda üçüncü tekrar üzerine Sıla'ya yönelerek: "Ey Sıla, kelime-i tevhid onları (hiç olsun ebedî) cehennemden kurtarır" dedi ve bunu üç kere tekrar etti." [2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/548-549.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/549.