* RESÛLULLAH'IN SIĞINMA TALEP ETTİĞİ ŞEYLER

 

ـ1161 ـ1148 ـ3840 -حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ الْحِزَامِيُّ. ثَنَا بَكْرُ بْنُ سُلَيْمٍ. حَدَّثَنِي حُمَيْدٌ الْحَرَّاطُ عَنْ كُرَيْبٍ مَوْلَى اِبْنِ عَبَّاسٍ عَنِ اِبْنِ عَبَّاسٍ؛ قَالَ: كَانَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُعَلِّمُنَا هذَا الدَّعَاءَ كَمَايُعَلِّمُنَا السَّوَرَةَ مِنَ الْقُرَأنِ: اللَّهُمَّ! إنِّى أُعُوذُبِكَ مِنْ عَذَابِ جَهَنَّمَ. وَأعُوذُبِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرُ. وَأعُوذُبِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ. وَأعُوذُبِكَ

مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ.فِي الزوائد: إسناد حسن. ‘ن حميد الخراط، مخلف فِيهِ. وكَذَلِك بكر بن سليم .

 

1161. (3840) (7148)- İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Kur'ân'dan bir sure öğretir gibi şu duayı bize öğretmişti: "Allahım! Cehennem azabından, kabir azabından, Mesîh Deccâl'in fitnesinden, hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım."[1]

 

ـ1162 ـ7149 ـ3843 -حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. ثَنَا وَكِيعٌ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرٍ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: سَلُوا اللّهَ عِلْماً نَافِعاً. وَتَعَوْذُوا بِاللّهِ مِنْ عِلْمٍ َ يَنْفَعُ.فِي الزوائد: إسناده صحيح. رِجَالُهُ ثقات. وأسامة بن زيد هَذَا هو الليثيّ المزني، احتج به مسلم .

 

1162. (3843) (7149)- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Allah'tan faydalı ilim dileyin, faydasız ilimden Allah'a sığının" buyurdu."[2]

 

ـ1163 ـ7150 ـ3846 -حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ شَيْبَةَ. ثَنَا عَفَّانُ. ثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ. أخْبَرَنِي جَبْرُ بْنُ حَبِيبٍ عَنْ أُمِه كُلْثُومٍ بِنْتِ أَبِي بَكْرٍ عَنْ عَائِشَةَ؛ أَنَّ رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَّمَهَا هذَا الدُّعَاءِ: اللَّهُمَّ! إنِّي أثْألُكَ مِنَ الْخَيْرِ كُلِّهِ وآجِلِهِ مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أعْلَمْ. وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الشَّرِّ كُلِّهِ عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ مَا عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أَعْلَمْ. اَللَّهُمَّ! إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ. وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَاذَبِهِ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ.  اللَّهُمَّ! إنِّي أسْألُكَ أَسْألُكَ الْجَنَّةَ وَمَا قَرَّبَ إلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أوْ عَمَلٍ. وَأعُوذُبِكَ مِنَ النَّارِ وَمَا قَرَّبَ إلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أوْ عَمَلٍ. وَأسْألُكَ أنْ تَجْعَلَ كُلَّ قَضَاءٍ. قَضَيْتَهُ لِى، خَيْراً.فِي الزوائد: فِي إسناده مقال. وأم كلثوم هَذه لم أر من تكلم فيها. وعدها جماعة فِي الصحابة. وفيه نظر ‘نها ولدت بقد موت أَبِي بكر. وباقي رجال ا“سناد ثقات .

 

1163. (3846) (7150)- Hz. Aişe radıyallahu anhâ'nın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kendisine şu duayı öğretmiştir: "Allahım ben senden hayrın her çeşidini isterim; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim olsun, bilmediğim olsun; bütün şerlerden de sana sığınırım; yakın olsun, uzak olsun; bildiğim şer olsun, bilmediğim şer olsun. Allahım! Kulun ve peygamberin Muhammed'in senden istediği şeyleri senden ben de istiyorum. Kulun ve peygamberin hangi şerlerden sana sığınmışsa ben de o şerlerden sana sığınıyorum. Allahım! Ben senden, cenneti ve cennete götüren söz ve amel(de beni muvaffak kılman)ı istiyorum. Ateşten ve ateşe götüren söz ve fiillerden de sana sığınıyorum. Ve dahi benim hakkımda hükmettiğin her kaza ve kaderi hayırlı kılmanı senden diliyorum."[3]

 

ـ1164 ـ7151 ـ3847 -حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ مُوسَى الْقَطَّانُ. ثَنَا جَرِيرٌ عَنِ ا‘عْمَشِ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي  هُرَيْرَةَ؛ قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لرَّجُلٍ: مَا تَقُولُ فِي الصََّةِ؟ قَالَ: أتَشَهَّدُ ثُمَّ أسْألُ اللّهَ الْجَنَّةَ وَأعُوذُ بِهِ مِنَ النَّارِ. أمَا وَاللّهِ! مَا أُحْسِنُ دَنَدَنَتَكَ وََ دَنْدَنَةَ مُعَاذٍ. قَالَ: حَوْلَهَا نُدَنْدِنَ.فِي الزوائد: إسناد صحيح، رِجَالُهُ ثقات .

 

1164. (3847) (7151)- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir adama: "Namazda ne diyorsun?" diye sordu. Adam: "Teşehhüdü (Ettahiyyatu, Allahümme salli, Allahümme barik...) okuyorum. Sonra Allah'tan cennet diliyor ve cehennem ateşinden O'na sığınıyorum. Ama vallahi ben, ne senin okuduğunu ne de Muaz'ın okuduğunu bilmiyorum" dedi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (adama): "Biz de senin okuduğun şeyler çerçevesinde okuyoruz" buyurdu."[4]

 

ـ1165 ـ7152 ـ3849 -حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَاَ: ثَنَا عُبَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ؛ قَالَ: سَمِعْتُ شُعْبَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُمَيْرٍ؛ قَالَ: سَمِعْتُ سُلَيْمَ بْنِ عَامِرٍ يُحَدِّثُ عَنْ أوْسَطَ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الْبَجَلِيُّ؛ أنَّهُ سَمِع أَبَا بَكْرٍ حِينَ قُبَضَ النَّبِيُّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: قَامَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي مِقَامِى هذَا عَامَ ا‘وَّلِ.»ثُمَّ بَكىَ أَبُو بَكْرٍ« ثُمَّ قَالَ: عَلَيْكُمْ بِالصَّدْقِ. فإنَّهُ مِعَ الْبِرِّ. وَهُمَا فِي الْجَنَّةِ. وَإيَاكُمْ وَالْكَذِبَ. فإنَّهُ مَعَ الْفُجورِ. وَهُمَا فِي النَّارِ. وَسَلُوا اللّهَ الْمُعَافَاةَ. فإنَّهُ لَمْ يُؤْتَ أحَدٌ بَعْدَ الْيَقِينِ خَيْراً مِنَ الْمُعَافَاةِ. وََ تَحَاسَدُوا. وََتَبَاغُضَوا. وََ تَقَاطَعُوا. وََ تَدَابَرُوا. وَكُونُوا عِبَادَ اللّهِ! إخْوَاناً .

وفِي الزوائد: قلت: رواه النسائي. فِي اليوم والليلة من طرق: منها عن يَحْيَى بن عُثْمَانَ عن عمر بن عبد الواحد وعن محمود بن خالد عن الوليد كرمهما عن عَبْدُ الرَّحْمَنِ بن يزيد عن جَابِرٍ عن سليم بن عامر .

 

1165. (3849) (7152)- Evs İbnu İsmail el-Becelî radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm vefat ettiği zaman, Hz. Ebu Bekr'in şöyle söylediğini işitmiştir:

"Resûlullah Aleyhissalâtu vesselâm benim şu makamımda ilk yıl, ayağa kalktı - böyle söyleyince Hz. Ebu Bekr gözlerinin yaşını tutamayıp ağladı- sonra dedi ki: "Size doğru olmanızı sıdkı, tavsiye ederim. Çünkü sıdk birr (denen Allah'ın rızasına götüren en iyi amelle) beraberdir, ikisi de cennettedir. Yalandan sakının. Çünkü o, fücûrla beraberdir ve ikisi de cehennemdedir. Allah'tan afiyet dileyin. Çünkü, kimseye yakînden sonra ayetten daha hayırlı bir şey verilmemiştir. Birbirinizle hasedleşmeyin. Birbirinizle aranızdaki iyi münasebetleri kesişmeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları kardeşler olun!"[5]

 

ـ1166 ـ7153 ـ3851 -حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. ثَنَا وَكِيعٌ عَنْ هِشَامٍ صَاحِبِ الدَّسْتَوائِيِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْعََءِ بْنِ زِيَادٍ الْعَدَوِيِّ عَنْ أَبِي  هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا مِنْ دَعْوَةٍ يَدْعُو بِهَا الْعَبْدُ أفْضَلَ مِنَ -اللَّهُمَّ! إنِّي أسْألُكَ الْمُعَافَاةِ فِي الدُّنْيَا وَاŒخِرَةِ-.فِي الزوائد: إسناد حديث أَبِي  هُرَيْرَةَ صحيح. رِجَالُهُ ثقات. والعء بن زياد ذكره اِبْنِ حبان فِي الثقات. ولم أر من تكلم فِيهِ. وباقي رِجَال ا“إسناد  يسأل عن حالهم لشهرتهم .

 

1166. (3851) (7153)- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Kişinin yaptığı dualar içerisinde en hayırlısı şudur: Allahümme innî es'eluke'l-mu'âfâte fid-dünya ve'l-âhireti (Ey Allah'ım! Senden dünya ve ahirette afiyet istiyorum)."[6]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/501.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/501.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/501-502.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/502.

[5] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/503.

[6] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/503.