* ŞAKA

 

ـ1121 ـ7108 ـ3719 -حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ ثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَمْعَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنِ الزُّهْرِيِّ عَنْ وَهْبِ اِبْنِ عَبْدِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ. وَحَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. ثَنَا وَكِيعٌ. ثَنَا زَمْعَةُ بْنُ صَالِحٍ عَنِ الزُهْرِيِّ عَنْ عَبْدِ اللّهِ بْنِ وَهْبِ بْنِ زَمْعَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ؛ قَالَتْ: خَرَجَ أَبُو بَكْرٍ  فِي تِجَارَةٍ إِلَى بُصْرَى. قَبْلَ مَوْتِ النَّبِيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِعَامٍ. وَمَعَهُ نُعَيْمَانُ وَسُوَيْبِطُ بْنُ حَرْمَلَةَ وكَانَا شَهِدَا بَدْراً. وَكَانَ نُعَيْمَانُ عَلى الزَّادِ. وَكَانَ سُوَيْبِطٌ رَجَُ مَزَّاحاً. فَقَالَ لِنُعَيْمَانَ: أطْعِمْنِي. قَالَ: حَتَّى يَجِئَ أَبُو بَكْرٍ .قَالَ: فَ‘ُغِيظَنَّكَ. قَالَ فَمَرُّوا بِقُوْمٍ. فَقَالَ لَهُمْ سُوَيْبِطٌ: تَشْتَرُونَ مِنِّى عَبْداً لي؟ قَالُوا: نَعَمْ. قَالَ: إنَّهُ عَبْدٌ لَهُ كََمٌ. وَهُوَ قَائِلٌ لَكُمْ: إنِّى حُرٌّ. فإنْ كُنْتُمْ إِذَا قَالَ لَكُمْ هذِهِ الْمَقَالَةَ تَرَكْتُمُوهُ فََ تُفْسِدُوا عَلِيَّ عَبْدِى. قَالَ: َ. بَلْ نَشْتَرِيهِ مِنْكَ. فَاشْتَرَوْهُ مِنْهُ بِعَشْرِ قََئِصَ. ثُمَّ  أتَوْهُ فَوَضَعُوا فِي عُنُقِهِ عِمَامَةً أوْ حَبًْ. فَقَالَ نُعَيْمَانُ: إنَّ هذَا يَسْتَهْزِئُ بِكُمْ. وَإنِّى حُرِّلَسْتُ بِعَبْدٍ.

فَقَالُوا: قَدْ أَخْبَرَنَا خَبَرَكَ. فَانْطَلَقُوا بِهِ. فَجَاءَ أَبُو بَكْرٍ. فَأخْبَرُوهُ بِذلِكَ. قَالَ قَاتَّبَعَ الْقَوْمَ. وَرَدَّ عَلَيْهِمُ الْقََئِصَ. وَأخَذَ نُعَيْمَانَ. قَالَ فَلَمَّا قَدِمُوا عَلى النَّبِيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأخْبَرُوهُ. قَالَ فَضَحِكَ النَّبِيُّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأصْحَابِهِ مِنْهُ حَوًْ.فِي الزوائد: فِي إسناده زمعة بن مصالح وهو إن أخرج له مسلم فإنما روى له مقرونا بغيره وقد ضعفه احمد وابن معين وغيرهما .

 

1121. (3719) (7108)- Ümmü Seleme radıyallahu anhâ anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu anh ticari maksatla, Aleyhissalâtu vesselâm'ın vefatından bir yıl önce Busra'ya kadar gitmişti. Beraberinde Nu'aymân ve Suvaybıt İbnu Hermele de varlardı. Bunlar Bedir gazilerindendi. Nu'aymân erzakları gözetiyordu. Suvaybıt mizahı seven şakacı birisiydi. Nuayman'a (bir ara): "Bana yiyecek bir şeyler ver!" dedi. O ise: "Bekle de Ebu Bekir gelsin!" dedi. Suvaybıt (biraz öfkelenerek) "Vallahi seni kızdırmasını bilirim!" dedi.

Râvi der ki: "(Bir müddet sonra) bunlar bir kavme uğradılar. Suvaybıt onlara: "Benim bir kölem var, satın alırsanız (ucuza vereceğim)" der. Onlar da "Alırız!" derler. Suvaybıt: "Ancak şimdiden söyleyeyim, kölem çenebazdır, o size: "Ben hür kimseyim (köle değilim)" diyecektir. Eğer o böyle dedi diye almaktan vazgeçecekseniz (alıcı olup da) kölemle arama fesad sokmayın!" dedi. Onlar: "Hayır! biz onu senden satın alacağız!" dediler ve (pazarlık edip) on deve mukabili Nuayman'ı satın aldılar. Sonra yanına gelip, boynuna sarık veya ip bağladılar. Nu'ayman: "Bu adam sizinle alay ediyor, ben hürüm, köle değilim" dedi. Adamlar: "Senin böyle söyleyeceğini bize haber vermişti (yalanlarınla bizi kandıramazsın)" dediler ve Nuayman'ı alıp götürdüler.

Derken Hz. Ebu Bekr geldi. Durumu kendisine haber verdiler. Râvi der ki: Hz. Ebu Bekr o kavmin peşine düştü, develerini geri verdi ve Nuayman'ı kurtardı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanına döndükleri zaman hâdiseyi haber verdiler. Bu hâdiseye Aleyhissalâtu vesselâm ve ashabı bir yıl güldüler."[1]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/482.