* ABDEST ÜSTÜNE ABDEST

 

ـ168 ـ6155 ـ512ـ حَدّثَنَا مُحَمّدُ بْنُ يَحْيى. ثَنَا عَبْدُاللّهِ بْنُ يَزِيدُ الْمُقْرِئُ. ثَنَا عَبْدُالرَّحْمنِ بْنُ زِيَادٍ، عَنْ أبِي غُطَيْفٍ الْهُذَلِيّ؛ قَالَ: سَمِعْتُ عَبْدَاللّهِ بْنَ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ، فِي مَجْلِسِهِ فِي الْمَسْجِدِ. فَلَمَّا حَضَرَتِ الصََّةُ قَامَ فَتَوََضَّأَ وَصَلَّى، ثُمَّ عَادَ إلى مَجْلِسِهِ. فَلَمَّا حَضَرَتِ الْعَصْرُ قَامَ فَتَوضَّأَ وَصَلّى، ثُمَّ عَادَ إلى مَجْلِسِهِ. فَلَمَّا حَضَرَتِ الْمَغْرِبُ قَامَ فَتَوَضَّأَ وَصَلّى، ثُمَّ عَادَ إلى مَجْلِسِهِ. فَقُلْتُ: أصْلَحَكَ اللّهُ. أفَرِيضَةٌ أمْ سُنَّةٌ، الْوُضُوءُ عِنْدَ كُلِّ صََةٍ؟ قَالَ: أوَ فَطِنْتَ إلَيَّ، وَإلَى هذَا مِنِّي؟ فَقُلْتُ: نَعَمْ. فَقَالَ: َ. لَوْ تَوَضَّأْتُ لِصََةِ الصُّبْحِ لَصَلَّيْتُ بِهِ الصَّلَوَاتِ كُلَّهَا. مَالَمْ أُحْدِثْ. وَلَكِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللّهِ # يَقُولُ: »مَنْ تَوَضَّأَ عَلَى كُلِّ طُهْرٍ فَلَهُ عَشْرُ حَسَنَاتٍ« وَإنَّمَا رَغِبْتُ فى الْحَسَنَاتِ.في الزوائد: مدار الحديث على عبدالرحمن بن زياد ا“فريقيّ، وهو ضعيف. ومع ضعفه كان يدلّس. ورواه أبو داود والترمذي بغير ذكر القصة.

 

168. (512) (6155)- Ebu Gutayf el-Huzelî anlatıyor: "Abdullah İbnu Ömer'i, mesciddeki ders halkasında dinlemiştim. Namaz vakti girince, kalkıp abdest aldı ve namaz kıldı, sonra tekrar tedris halkasına döndü. İkindi vakti olunca, yine kalkıp abdest aldı, namaz kıldı, tekrar yerine geldi. Akşam vakti girince, kalkıp abdest aldı  ve namaz kıldı, sonra yerine geldi. Ben: "Allah seni ıslah buyursun, her namaz girince abdest almak farz mı sünnet mi?" dedim."Sen hep beni ve yaptığımı  mı gözetledin?" dedi. "Evet!" dedim. Bunun üzerine: "Hayır" dedi ve açıkladı: "Eğer sabah namazı için abdest alsam onunla bütün namazları kılabilirim, (bu caizdir), yeter ki abdestimi bozmamış olayım.  Ancak Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın: "Kim abdest üzerine abdest alırsa ona on hasenat vardır" dediğini işittim de bu hasenelere talip oldum."[1]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 16/602.