* ARAFAT'TAN MÜZDELİFE'YE DÖNÛŞ

 

ـ915 ـ6902 ـ3018 -حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى. ثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ. أنْبَأنَا الثَّوْرِيُّ عَنْ هِشَامَ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ؛ قَالَتْ قُرَيْشٌ: نَحْنُ قَوَاطِنُ الْبَيْتِ. َ نُجَاوِزُ الْحَرَمَ. فَقَالَ اللّهُ عَزَّ وَجَلَّ »ثُمَّ أفِيضُوا مِنْ حَيْثُ أفَاضَ النَّاسُ«.فِي الزوائد: هَذَا إسناد صحيح. رِجَالُهُ ثقات. و قَالَ: الحديث موقوف، ولكن حكمه الرفع ‘نه فِي شأن نزوله .

 

915. (3018) (6902)- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Kureyşliler dediler ki: "Biz Ka'be-i Muazzama sakinleriyiz (yani onun yanında ikamet eden imtiyazlı kimseleriz). Biz (vakfe için) Harem-i Şerifin dışına çıkmayız (Arafat'a gitmeyiz, vakfemizi sadece Müzdelife'de taşradan gelenlerden ayrı olarak yaparız" dediler. Bunun üzerine Allah Teâla hazretleri şöyle buyurdular. (Meâlen): "Sonra siz de, halkın ifaza yaptığı (döndüğü) yerden (yani Arafat'tan Müzdelife'ye) ifaza yapınız (akın akın dönünüz)" (Bakara 199).[1]

 

AÇIKLAMA:

 

Bu bahiste açıklama geçti.[2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/379-380.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/380.