* MUHANNİS

 

ـ820 ـ6807 ـ2613 -حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَبِي الرَّبِّيعِ الْجُرْجَانِيُّ. أنْبَأنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ. أخْبَرَنِي يَحْيَى ابْنُ الْعََءِ؛ أنَّهُ سَمِعَ بِشْرَ بْنَ نُمَيْرِ؛ أنَّهُ سَمِعَ مَكْحُوً يَقُولُ : إنّهُ سَمِعَ يَزِيدَ بْنَ عَبْدِ اللّهِ؛ أنَّهُ سَمِعَ صَفْوَانَ بْنَ أُمَيَّةَ قَالَ: كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. فَجَاءَ عَمْرُو بْنُ مُرَّةَ فَقَالَ: يَا رَسُولَ للّهِ! إنَّ اللّهَ قَدْ كَتَبَ عَليَّ الشِّقْوَةَ. فَمَا أُرَانِي أُرْزَقُ إَّ مِنْ دُفِّي بِكَفِّي. فَأْذَنِ لِي فِي الْغِنَاءِ فِي غَيْرِ فَاحِشَةٍ. فَقَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ َ آذَنُ لَكَ وََ كَرَامَةَ وََ نُعْمَةَ عَيْنٍ. كَذَبْتَ أىْ عَدُوَّ اللّهِ! لَقَدْ رَزَقَكَ اللّهُ طَيِّباً حًََ، فَاخْتَرْتَ مَا حَرَّمَ اللّهُ عَلَيْكَ مِنْ رِزْقِهِ مَكَانَ مَا أحَلَّ اللّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَكَ مِنْ حََلِهِ. وَلَوْ كُنْتُ تَقَدَّمْتُ إلَيْكَ لَفَعَلْتُ بِكَ وَفَعَلْتُ. قُمْ عَنِّى وَتُبْ إِلى اللّهِ. أمَا إنَّكَ إنْ فَعَلْتَ بَعْدَ التَّقْدِمَةِ إلَيْكَ ضَرَبْتُكَ ضَرْباً وَجِيعاً وَخَلَقْتُ رَأسَكَ مُثْلَةً وَنَفْيَتُكَ مِنْ أهْلِكَ وَأحْلَلْتُ سَلَبَكَ نُهْبَةً لِفِتْيَانِ أهْلِ الْمَدِينَةِ.فَقَامَ عَمْرٌوَ، وبِهِ مِنَ الشَّرِّ وَالْخَزْي مَاَ يَعْلَمُهُ إَّ اللّهُ. فَلَمَّا وَلَّيُّ قَالَ النَّبِيُّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ هؤَُءِ الْعُصَاةُ. مِنْ مَاتَ مِنْهُمْ بِغَيْرِ تَوْبَةٍ حَشَرَهُ اللّهُ عَزَّ وَجَلَّ تَوْمَ الْقِيَامَةِ كَمَا كَانَ فِي الدُّنْيَا مُخَنَّثاً عُرْيَاناً َ يَسْتَتِرُ مِنَ النَّاسِ بِهُدْبَةٍ، كُلَّمَا قَامَ صُرِعَ.فِي الزوائد: فِي إسناده بشر بن البصري، قَالَ فِيهِ يَحْيَى القطان: كَانَ ركنا من أركان الكذب. وَقَالَ أحمد: ترك النَّاس حديثه. وكَذَا قَالَ غيره. ويَحْيَى بن العء، قَالَ أحمد: يضع الحديث. وقريب منه ما قَالَ غير .

 

820. (2613) (6807)- Safvân İbnu Ümeyye radıyallahu anh anlatıyor: "Biz Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanında idik. Derken Amr İbnu Mürre radıyallahu anh geldi ve: "Ey Allah'ın Resûlü! Allah bana musibet takdir etmiştir. Çünkü ben elimle def çalmaktan başka bir yolla rızıklanacağımı zannetmiyorum. Öyleyse bana fuhşa ait olmayan şarkı hususunda izin verin!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm  cevapta bulundu: "Hayır! Sana izin veremem, bunda bir hayır, bir rıza yoktur Sen yalan söyledin ey Allah'ın düşmanı! Allah seni temiz ve helal şeylerle rızıklandırdı, sen ise (kendi iradenle) aziz ve celil olan Allah'ın rızkından sana helal kıldıkları yerine, Allah'ın rızkından sana haram kıldığı rızkı ihtiyar ettin. Eğer bu yasaklama hükmünü daha önce sana ulaştırmış olsaydım şimdi sana hak ettiğin cezayı verirdim. Yanımdan kalk ve Allah'a tevbe et. Bilesin bu yasaktan sonra (eski işini) yaparsan seni acı bir şekilde döveceğim ve ibret olsun diye saçını traş edeceğim, seni ailenden alıp sürgüne göndereceğim. Senin üstün başında taşıdığın varlığını Medine gençlerine ganimet olarak helal kılacağım."

Ravi der ki: "Amr, (Resûlullah'ın bu talimatından sonra, öyle fena ve rüsvay bir vaziyette kalktı ki, bunun derecesini ancak Allah bilir.

O çekip gidince Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Bunlar asilerdir. Böyleleri tevbe etmeden ölürse, aziz ve celil olan Allah onları, Kıyamet günü, dünya da oldukları üzere muhannes (kadınlaşmış), çıplak ve insanlara karşı bir ince yaprakla olsun örtülmemiş vaziyette haşredecektir, ayağa kalktıkça yere yıkılacaklardır."[1]

 

AÇIKLAMA:

 

İbnu Mace bu hadisi muhannes (kadınlaşan erkek)lerle ilgili babta kaydetmiştir, zaafı şiddetli olan rivayetlerdendir, ancak muhanneslerin teliniyle ilgili sahih rivayetler vardır. Muhanneslerle ilgili açıklama daha önce yapıldığı için tekrâr etmeyeceğiz. Rivayetteki üslubun, bildiğimiz sahih hadislerinkine olan farklılığı dikkatleri çekmiş olmalı. [2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/327.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/327.