* ERKEK KARISINI YABANCI İLE YAKALARSA

 

ـ815 ـ6802 ـ2606 -حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدِ. ثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الْفَضْلِ بْنِ دَلْهَمٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ حُرَيْثٍ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الْمُحَبِّقِ؛ قَالَ: قِيلَ ‘بِي ثَابِتٍ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ حِينَ نَزَلَتْ آيَةُ الْحُدُودِ وَ كَانَ رُجًُ غَيُوراً: أرَأيْتَ لَوْ أنَّكَ وَجَدْتَ مَعَ امْرَأتِكَ رَجًُ أىَّ شَىْءٍ كُنْتَ تَصْنَعُ؟ قَالَ: كُنْتَ ضَارِبَهُمَا بِالسَّيْفِ. أنْتَظِرُ حَتَّى أجِئ بِأرْبَعَةٍ؟ إِلَى مَا ذَاِكَ قَدْ قَضَى حَاجَتَهُ وَذَهَبَ. أوْ أقُولُ: رَأيْتُ كَذَا وَكَذَا. فَتَضْرِبُونِي الْحَدَّ وََ تَقْبَلُوالِى شَهَادَةً أبَداً. قَالَ فَذُكِرَ ذلِكَ لِلنَّبِيِّ فَقَالَ: كَفَىَ بِالسَّيْفِ شَاهِداً. ثُمَّ قَالَ َ. إنِّى أخَافُ أنْ يَتَتَابَعُ فِي ذلِكَ

السَّكْرَانُ وَالْغَيْرَانُ.قَالَ أَبُو عَبْدُ اللّه يَعْنِي ابْنِ مَاجَةَ: سَمِعْتُ أبَا زُرْعَةَ يَقُولُ: هذَا حَدِيثُ عَلِيِّ بْنِ مُحَمَّدٍ الطَّنَافِسِيِّ. وَفَاتَنِي مِنْهُ.فِي الزوائد: فِي إسناده قبيصة بن حريث بن قبيصة. قَالَ البخاري: فِي حديثه نظر. وذكره ابْنِ حبان فِي الثقات. وباقي رِجَال ا“سناد موثقون .

 

815. (2606) (6802)- Seleme İbnu'l-Muhabbık radıyallahu anh anlatıyor: "Haddlerle ilgili âyet nazil olunca, kıskanç bir adam olan Ebu Sâbit, Sa'd İbnu Ubâde'ye: "Sen hanımınla bir adamı yakalasan ne yapacağını zannedersin?" denildi.

"Kılıncımı her ikisine de vurur (gebertirim)! Dört tane şahit getirmemi mi bekleyeceğim? O vakte kadar herif işini tamamlar ve gider bile veya "şöyle bir vak'â gördüm deyip de bana hadd vurmalarını ve ebediyen şahitlikten de düşmemi mi göze alacağım?" diye cevap verdi. Ravi der ki: "Onun bu sözleri Resûlullah'â haber verildi. Aleyhissalâtu vesselâm (önce): "Kılınç şahid olarak yeterlidir" dedi ise de, sonra: "Hayır! Sarhoşun ve kıskancın bu işte birbirini takip etmelerinden korkarım!" buyurdular."[1]

 

AÇIKLAMA:

 

Hadis, karısını zina halinde yakalayan erkeğin ne yapacağı hususunu aydınlatmaktadır. "Her ikisini de öldürürüm" diyen Sad İbnu Ubâde'nin davranışını önce tasvip eden Resûlullah; bilahare bunun kötüye kullanılacağını belirterek bu kararından rücu etmiştir. Bu durumda kişiye düşen, mahkemeye başvurmaktır. İddia sahibi iddiasına dört erkek şahid getiremediği taktirde, müla'aneye başvurulur. Zina halinde karısını veya erkeği öldürme yetkisi kimseye verilmemiştir. Bu cezayı mahkeme verir. Böyle bir öldürmede bulunan kişinin durumu ihtilaflıdır. Zina hadisesini ispatlayamazsa cinayet suçuyla yargılanır, isbatlarsa kendisine düşmeyen işi yapmaktan dolayı ta'zir edilir. "Erkek veya kadının geçmişi lekeli ise veya tabip muayenesiyle zinaya hükmedilirse, katil kocaya ölüm cezası verilmez" diyen fakih de olmuştur.[2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/323.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/323.