* BİR KOVA SU BİR HURMAYA

 

ـ766 ـ6753 ـ2446 -حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ ا‘عْلي الصَّنْعَانِيّ. ثَنَا الْمُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ أبِيهِ عَنْ حَنَشٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عِنِ ابْنِ عَبَّاسٍ؛ قَالَ: أصَابَ نَبِيَّ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَصَاصَةٌ. فَبَلَغَ ذلِكَ عَلِيّاً. فَخَرَجَ يَلْتَمِسُ عَمًَ يُصِيبُ فِيهِ شَيْئاً لِيُقِيتَ بِهِ رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. فَأتَى بُسْتَاناً لِرَجُلٍ مِنَ الْيَهُودِ. فَاسْتَقىَ لَهُ سَبْعَةَ عَشَرَ دَلْواً. وَكُلُّ دَلْوٍ بِتَمْرَةٍ. فَخَيَّرَهُ الْيَهُودِيُّ مِنْ تَمْرِهِ، سَبْعَ عَشَرَةَ عَجْوَةً. فَجَاءَ بِهَا إِلَى النَّبِيّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.فِي الزوائد: فِي إسناده حنش، واسمه حسين بن قيس ضعفه أحمد وغيره .

 

766. (2446) (6753)- İbnu Abbâs radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a (bir ara) maddi darlık isabet etti. Bu duruma Ali muttali oldu. Hemen çıkıp, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın ihtiyacını görecek bir gelir temini için iş aradı. Derken bir yahudiye ait bir bahçeye uğradı. Adama her kovası yüz kuru hurmaya onyedi kova su çıkarıverdi. Yahudi de hurmasından onun için onyedi tane acve (denilen iyi hurma) seçip verdi. Ali radıyallahu anh bunları Resûlullah'a getirdi."[1]

 

ـ767 ـ6754 ـ2447 -حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ. ثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ. ثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِي إسْحَاقَ، عَنْ أَبُو حَيَّةَ عَنْ عَلِيٍّ؛ قَالَ: كُنْتُ أدْلُو الدَّلْوَ بِتَمْرَةٍ. وَأشْتَرِطُ أنَّهَا جَلِدَةٌ.فِي الزوائد: رِجَالُهُ إسناده ثقات والحديث موقوف. و أَبُو إسحاق اسمه عمرو بن عَبْدُ اللّه السبيعيّ، اختلط بأخرة، و كَانَ يدلّس وقد رواه بالعنعنة .

 

767. (2447) (6754)- Hz. Ali radıyallahu anh anlatıyor. "Ben bir hurma mukabilinde bir kova su çıkarırdım ve hurmanın iyi, kuru olmasını şart koşardım."[2]

 

ـ768 ـ6755 ـ2448 -حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ الْمُنْذِرِ. ثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فَضَيْلٍ. ثَنَا عَبْدُ اللّهِ بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ جَدِّهِ عَنْ أَبِي  هُرَيْرَةَ؛ قَالَ: جَاءَ رَجُلٌ مِنَ ا‘نْصَارِ فَقَالَ: يَا رَسُولَ للّهِ! مَالِي أرَى لَوْنَكَ مُنْكَفِئاً؟ قَالَ: الْخَمْصُ فَانْطَلَقَ ا‘نْصَارِيُّ إِلَى رَحْلِهِ. فَلَمْ يَجِدْ فِي رَحْلِهِ شَيْئًا فَخَرَجَ يَطْلُبُ. فَإِذَ هُوَ بِيَهُودِيٍّ يَسْقِي نَخًْ. فَقَالَ  ا‘نْصَارِيُّ لِلْيَهُودِيُّ: أسْقِي نَخْلَكَ؟ قَالَ: نَعَمْ. قَالَ: كُلُّ دَلْوٍ بِتَمْرَةٍ. وَاشْتَرَطَ ا‘نْصَارِيُّ أنْ َ يَأخُذَ خَدِرَةً وََ تَارِزَةً وََ حَشَفةً. وََ يَأخُذَ إَّ جَلِدَةً. فَاسْتَقىَ بِنَحْوٍ مِنْ صَاعَيْنِ. فَجَاءَ  بِهِ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ.فِي الزوائد: فِي إسناده عَبْدُ اللّه بن سَعِيدِ بن كيسان ضعفه أحمد و ابْنِ معين وغيرهما .

 

768. (2448) (6755)- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Ensardan bir zat gelip: "Ey Allah'ın Resûlü! (Bugün) renginizi niye değişmiş görüyorum?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Açlıktan" buyurdular. Ensarî hemen evine döndü. Ama evinde (ikram edecek) bir şey bulamadı. Yiyecek aramaya çıktı. Derken hurmalık sulayan bir yahudiye rastladı: Yahudiye: "Hurmalığını ben sulayayım ne dersin?"dedi. O da: "Pekâla!" dedi. Ensari: "Her kovaya bir hurma!" dedi ve hurmanın içi kararmış, sertleşmiş ve adileşmiş olmamasını şart koştu, iyi hurmadan alacağını söyledi. Sonra iki sa' hurma yapacak miktarda su çıkardı ve aldığı hurmayı Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a getirdi."[3]

 


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/298.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/298.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/299.