* KOCANIN KADIN ÜSTÜNDEKİ HAKKI

 

ـ579 ـ6566 ـ1852 -حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ. ثَنَا عَفَّانُ. ثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ زَيْدِ بْنِ جَدْعَانَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ عَنْ عَائِشَةَ؛ أَنَّ رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ

وَسَلَّمَ قَالَ: لَوْ أمَرْتُ أحَداً أنْ يَسْجُدَ ‘َحَدٍ، ‘َمَرْتُ الْمَرأةَ أنْ تَسْجُدَ لِزَوْجِهَا. وَلَوْ أَنَّ رَجًُ أمَرَ إِمْرَأةً أنْ تَنْقُلَ مِنْ جَبَلٍ أحْمَرَ إلى جَبَلٍ أسْوَدَ، وَمِنْ جَبَلٍ أسْوَادَ إِلَى جَبَلٍ أحْمَرَ، لَكَانَ نَوْلُهَا أنْ تَفْعَلَ.فِي الزوائد: فِي إسناده على بن زيد، وهو ضعيف. لكن للحديث طرق أخره. وله شاهدان من حديث طلق بن عليّ. رواه الترمذي والنسائي. ومن حديث أم سلمة، ورواه الترمذي و ابْنِ ماجة .

 

579. (1852) (6566)- Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir."[1]

 

ـ580 ـ6567 ـ1853 -حَدَّثَنَا أزْهَرُ بْنُ مَرْوَانَ. ثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ أيُّوبَ، عَنِ الْقَاسِمِ الشَّيْبَانِيِّ عَنْ عَبْدِ اللّهِ بْنِ أَبِي أوْفَى؛ قَالَ: لَمَّا قَدِمَ مُعَاٌذ مِنَ الشَّامَ سَجَدَ لِلنَّبِيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. قَالَ: »مَا هَذَا يَا مُعَاذَ؟« قَالَ: أتَيْتُ الشَّامَ فَوَافَقْتُهُمْ يَسْجُدُونَ ‘سَاقِفَتِهِمْ وَبَطَارِقَتِهِمْ. فَوَدِدْتُ فِي نَفْسِي أنْ نَفْعَلَ ذلِكَ بَكَ. فَقَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: فََ تَفْعَلُوا. فَإنِّى لَوْ كُنْتُ آمِراً أحَداً أنْ يَسْجُدَ لِغَيْرِ اللّهِ، ‘مَرْتُ الْمَرْأةَ أنْ تَسْجُدَ لِزَوْجِهَا. وَالَّذِي نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ! َ تُؤَدِّي الْمَرْأةُ حَقَّ رَبِّهَا حَتَّى تُؤَدِّيَ خَقَّ زَوْجِهَا وَلَوْ سَأَلَهَا نَفْسَهَا، وَهِيَ عَلَى قَتَبٍ، لَمْ تَمْنَعْهُ.فِي الزوائد: رواه ابْنِ حبان فِي صحيحه. قَالَ السندي: كأنه يريد أنه صحيح ا“سناد .

 

580. (1853) (6567)- Abdullah İbnu Ebî Evfa radıyallahu anh anlatıyor: "Hz. Muâz Şam'dan dönünce Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a secde etmişti. Aleyhissalâtu vesselâm hayretle: "Ey Muaz! Bu da ne?" dedi. O açıkladı:

"Şam'a gitmiştim, onların reislerine ve patriklerine secde ettiklerine rastladım. İçimden, aynı şeyi size yapmak arzusu geçti." Aleyhissalâtu vesselâm, bunun üzerine: "Bunu yapmayın! Zira, şayet ben, bir kimseye, Allah'tan başkasına secde etmeyi emretseydim, kadına kocasına secde etmesini emrederdim. Muhammed'in nefsi elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin ederim ki, bir kadın, kocasının hakkını eda etmedikçe Rabbinin hakkını da eda edemez. Kadın (deve sırtındaki) semere binmiş iken kocası nefsini talep edecek olsa, kadın bu isteğe mani olamaz."[2]

 


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/191.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/191.