* ÖLÜ ÜZERİNE AĞLAMAK

 

ـ497 ـ6484 ـ1589 -حَدَّثَنَا سُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ. ثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ، عَنِ ابْنِ خَيْثَمٍ، عَنْ شَهْرِ بْنِ خَوْشَبٍ عَنْ أسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ؛ قَالَتْ: لَمَّا تُوُفِّيَ ابْنُ رَسُولِ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، إِبْرَاهِيمُ بَكَى رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: فَقَالَ لَهُ الْمُعَزِّى: إمَّا أَبُو بَكْرٍ وَإمَّا عُمَرُ. أنْتَ أحَقُّ مَنْ عَظَّمَ اللّهَ حَقَّهُ، قَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَدْمَعُ الْعَيْنُ وَيَحْزَنُ الْقَلْبُ وََ نَقُولُ مَايُسْخِطُ الرَّبَّ. لَوَْ أنَّهُ وَعْدٌ صَادِقٌ وَمَوْعُودُ جَامِعٌ، وَأنَّ اŒخِرَ تَابِعٌ لِ‘وَّلِ لَوَجَدْنَا عَلَيْكَ يا إِبْرَاهِيمُ أفْضَلَ مِمَّا وَجَدْنَا. وَأنَّا بِكَ لَمَحْزُوُنونَ.فِي الزوائد: إسناده حسن. رواه البخاري ومسلم وأَبُو دَاوُد، من حديث أنس.

 

497. (1589) (6484)- Esma Bintu Yezid radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın oğlu İbrahim öldüğü zaman Resûlullah  aleyhissalâtu vesselâm ağladı. Ona taziyede bulunan kimse -ki bu, ya Ebu Bekr ya da Ömer radıyallahu anhüma idi- "(Ey Allah'ın Resûlü!) Allah'ın hakkını tazim etmeye en çok hak sahibi olan kimse sen (değil mi)sin!" dedi. Bunun üzerine Resûlullah: "Göz ağlar, kalp üzülür. Biz Rabbimizin razı olmayacağı söz söylemeyiz" (dedi. Sözünü, İbrahim'e hitaben şöyle tamamladı:) "Eğer ölüm doğru bir vaad ve herkese şamil umumî bir haber olmasaydı ve arkada kalan, önden gidene hiç kavuşmayacak olsaydı ey İbrahim, biz şu anda duyduğumuzdan çok daha büyük bir üzüntü çekecektik. Biz gerçekten senin için çok hüzünlüyüz."[1]

 

ـ498 ـ6485 ـ1590 -حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى. ثَنَا إسْحَاقُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْفَرِوِيُّ. ثَنَا عَبْدُ اللّهِ بْنُ عُمَرَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدُ اللّهِ بْنِ جَحْشٍ، عَنْ أبِيهِ عَنْ حَمْنَةَ بِنْتِ جَحْشٍ؛ أنَّهُ قِيلَ لَهَا: قُتِلَ أُخِوكِ. فَقَالَتْ: رَحِمَهُ للّهِ، وَإنَّا اللّهِ وَإنَّا إلَيْهِ رَاجِعُونَ. قَالَ: قُتِلَ زَوْجُكِ. قَالَتْ. وَاحُزْنَاهُ. فَقَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إنَّ لِلزَّوْجِ مِنَ الْمَرْأةِ لَشُعْبَةً، مَا هِيَ لِشَىْءٍ.فِي الزوائد: فِي إسناده عَبْدُ اللّه بن عمر العمري وهو ضعيف.

 

498. (1590) (6485)- Hamna Bintu Cahş radıyallahu anhâ'dan anlatıldığına göre: "Kendisine: "Kardeşin öldürüldü" denmişti, "Allah ona rahmet etsin, innâ lillah ve innâ ileyhi râci'ûn (Allah'tan geldik, Allah'a dönücüleriz)" dedi. Arkadan "Kocan öldürüldü" dendi, bu sefer "Vah kaderim!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm: "Kadının kocasına karşı öyle bir sevgisi vardır ki, bu, bir başka şeyi için olmaz" buyurdular."[2]

 

ـ499 ـ6486 ـ1591 -حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الْمِصْرِيُّ. ثَنَا عَبْدُ اللّهِ بْنُ وَهْبٍ. أنْبَأنَا أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ؛ أَنَّ رَسُولَ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَرَّ بِنِسَاءِ عَبْدِ ا‘شْهَلِ يَبْكِينَ هَلْكَاهُنَّ يَوْمَ أحُدٍ. فَقَالَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لكِنَّ حَمْزَةَ َ بُوَاكِيَ لَهُ فَجَاءِ نِسَاءُ ا‘نْصَارِ يَبْكِينَ حَمْزَةَ. فَاسْتَيْقَظَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: ويْحَهُنَّ! مَا انْقَلَبْنَ بَعْدُ؟ مُرُوهُنَّ فَلْينْقَلِبْنَ، وََ يَبْكِينَ عَلَى هَالِكٍ. بَعْدَ الْيَوْمِ.قَالَ السندي: وضع حاحب الزوائد يقتضي أن الحديث من الزوائد، لكن ما تعرض “سناده.

 

499. (1591) (6486)- İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, Uhud'da şehit olanlar için ağlaşan Abdüleşhel kadınlarının yanından geçmişti. "Hamza'nın ağlayanları yok!" diye üzüntüsünü ifade etti. Bunun üzerine, Ensâr kadınları toplanarak gelip Hamza için ağladılar. Bir müddet sonra Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm uyandı ve: "Yazık şu kadınlara! Hâlâ evlerine dönmemişler! Söyleyin onlara, evlerine dönsünler! Bugünden sonra da ölen üzerine ağlamasınlar!" buyurdu."[3]

 

ـ500 ـ6487 ـ1592 -حَدَّثَنَا  هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. ثَنَا سُفْيَانُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ الْهَجَرِيِّ، عَنِ ابْنِ أَبِي أوْفىَ؛ قالَ: نَهىَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الْمَرَاثِي.فِي الزوائد: فِي إسناده الهجري وهو ضعيف جدا، ضعفه غير واحد.

 

500. (1592) (6487)- İbnu Ebî Evfa radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm mersiyeler (ölünün iyi hallerini söyleyerek ağlamak) okumaktan men etti."[4]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/143.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/144.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/144.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/144.