* KABRİN KAZILMASI

 

 ـ481 ـ6468 ـ1559 -حَدَّثَنَا أَبُو  بَكْرِ بْنُ شَيْبَةَ. ثَنَا زَيْدُ بْنُ الْحُبَابِ. ثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ. حَدَّثَنِي سَعِيدُ بْنُ أَبِي سَعِيدٍ، عَنِ ا‘دْرَعِ السُّلَمِيِّ؛ قَالَ: جِئْتُ لَيْلَةً أحْرُسُ النَّبِيّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. فإذَا رَّجُلٌ قِرَاءَتُهُ عَالِيَةٌ. فَخَرَجَ النَّبِيُّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ. فَقُلْتُ: يَا رَسُولَ للّهِ! هَذَا مُرَاءٍ. قَالَ فَمَاتَ بِالْمَدِينَةِ. فَفَرَغُوا مِنْ جِهَازِهِ. فَحَمَلُوا نَعْشَهُ. فَقَالَ النَّبِيّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ارْفُقُوا بِهِ، رَفَقَ اللّهُ بِهِ. إنَّهُ كَانَ يُحِبَّ اللّهَ وَرَسُولَهُ. قَالَ وَحَفَرَ حُفْرَتَهُ فَقالَ: أوْسِعُوا لَهُ. أوْسَعَ اللّهُ عَلَيْهِ فَقَالَ بَعْضُ أصْحَابِهِ: يَا رَسُولَ للّهِ! لَقَدْ حَزِنْتِ عَلَيْهِ. فَقَالَ أجَلْ. إنَّهُ كَانَ يُحِبُّ اللّهَ وَ رَسُولَهُ .

فِي الزوائد: ليس ‘درع السلمي فِي الكتب الستة سوى هَذَا الحديث. وفي إسناده مُوسَى بن عبيدة قيل: منكر الحديث أو ضعيف. وقيل: ثقة، وليس بحجة.

 

481. (1559) (6468)- el-Edra'u's-Sülemi radıyallahu anh anlatıyor: "Bir gece Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ı korumak üzere nöbet tuttum. Derken yüksek sesle Kur'ân okuyan bir adam peydah oldu. Az sonra Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm dışarı çıktı. "Ey Allah'ın Resûlü dedim, bu adam riyâkârdır."

Ravî Edra' devamla der ki: "Bu adam bir müddet sonra Medine de öldü. (Defin için hazırlık yapıldı ve) tekfin işlemi bitirildi. Ashab tabutunu taşıdı. Aleyhissalâtu vesselâm: "Ona rıfkla muamele edin, Allah ona rıfkla muamele etti. Zira o, Allah ve Resûlünü severdi" buyurdular. Resûlullah onun kabrini kazdırdı ve "Kabrini geniş tutun, Allah ona geniş davrandı" buyurdular.

Ashabından biri: "Ey Allah'ın Resûlü! Siz buna üzüldünüz" demişti, Aleyhissalâtu vesselâm: "Doğru üzüldüm! Çünkü o, Allah ve Resûlünü seviyordu" buyurdular."[1]

 


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/136.