* MİNBERİN İNŞAASI, KÜTÜĞÜN AĞLAMASI

 

ـ425 ـ6412 ـ1415 -حَدَّثَنَا أَبُو  بَكْرِ بْنُ خََّدٍ الْبَاهِلِيُّ. ثَنَا بِهْزُ بْنُ أسَدٍ. ثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ عَمَّارِ بْنِ أَبِي عَمَّارٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ؛ وَعَنْ ثَابِتٍ، عَنْ أنَسٍ؛ أنَّ النَّبِيّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يَخْطُبُ إِلَى جِذْعٍ. فَلَمَّا تَّخَذَ الْمِنْبَرَ ذَهَبَ إِلَى الْمِنْبَرِ. فَحَنَّ الْجِذْعُ فَأَتَاهُ فَاحْتَضَنَهُ فَسَكَنَ. فَقَالَ: لَوْ لَمْ أحْتَضِنْهُ لَحَنَّ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ.

 

425. (1415) (6412)- Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir hurma kütüğüne (dayanarak) hutbe verirdi. Minber yapılınca (hutbelerde kütüğü bırakıp) minbere çıktı. Bunun üzerine kütük (bu ayrılık sebebiyle ağlayıp) inledi. Aleyhissalâtu vesselâm yanına gelip kucakla(yıp teselli et)ti, kütük sustu. Aleyhissalâtu vesselâm şu açıklamayı yaptı: "Eğer onu kucaklamasaydım Kıyamet gününe kadar inleyecekti."[1]

 

ـ426 ـ6413 ـ1417 -حَدَّثَنَا أَبُو بِشْرٍ، بَكْرِ بْنُ خَلَفٍ. ثَنَا ابْنِ أَبِي عَدِيٍّ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِيِّ، عَنْ أَبِي نَضْرَةَ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدُ اللّهِ: قَالَ: كَانَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُومُ إِلَى أصْلِ شَجَرَةٍ أوْ قَالَ إِلَى جِذْعٍ. ثُمَّ اتَّخَذَ مِنْبَراً قَالَ فَحَنَّ الْجِذْعُ قَالَ جَابِرٌ حَتَّى سَمِعَهُ أهْلُ الْمَسْجِدِ. حَتَّى أتَاهُ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَسَحَهُ فَسَكَنَ. فَقَالَ بَعْضُهُمْ: لَوْ لَمْ يَأتِهِ لَحَنَّ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ.فِي الزوائد: إسناده صحيح و ابْنِ أَبِي عدي ثقة. و قَالَ: وقد أخرجه النسائي جابر يسند آخر.

 

426. (1417 (6413)- Hz. Câbir İbnu Abdillah radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (hutbe sırasında) bir ağaç kökünün -veya bir hurma kütüğünün dedi- yanında ayağa kalkardı. Sonradan bir minber edindi. Ravi der ki (terk edildiği vakit) hurma kütüğü ağladı."

Hz. Câbir der ki: "Kütüğün iniltisini bütün mescid halkı işitti. O kadar ki Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm yanına gelip okşadı. Bunun üzerine kütük sustu Bazıları da: "Eğer Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm yanına gel(ip teselli et)meseydi Kıyamet'e kadar ağlayacaktı" dedi."[2]

 

ـ427 ـ6414 ـ1420 -حَدَّثَنَا أَبُو هِشَامِ الرِّفَاعِيُّ، مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ. ثَنَا يَحْيَى بْنُ يَمَانٍ. ثَنَا ا‘عْمَشُ عَنْ أَبِي صَالِحٍ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ؛ كَانَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُصَلِّي حَتَّى تَوَرَّمَتْ قَدَمَاهُ. فَقِيلَ لَهُ: إنَّ اللّهَ قَدَ غَقَرَ لَكَ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَأخَّرَ. قَالَ: أفََ أكُونَ عَبْداً شَكُوراً؟.فِي الزوائد: إسناد حديث أَبِي هُرَيْرَةَ قويز احتج مسلم بجميع رواتهز ورواه اصحار الكتر الستة، سوي أَبِي دَاوُد، حديث المغيرة. والتومذي من حديث جابر.

 

427. (1420) (6414)- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm çok namaz kılardı. Öyle ki ayakları kabarmıştı. Kendisine "Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetmiştir (kendini niye bu kadar yıpratıyorsun?)" denildi. O bunlara şu cevabı verdi: "Çok şükreden bir kul olmayayım mı?"[3]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/104.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/104-105.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/105.