* CUMADA SAAT-İ İCABE

 

ـ344 ـ6331 ـ1139 -حَدَّثَنَا مُحَمَّد عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّمَشْقِيُّ. ثَنَا ابْنُ أَبِي فُدَيْكٍ، عَنِ الضَّحَّاكِ ابْنِ عُثْمَانِ أَبِي النَّضْرِ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ عَبْدِ اللّهِ بْنِ سََمٍ؛ قَالَ: قُلْتُ، وَ رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ جاَلِسٌ: إناَّ لَنَجِدُ فِيٍ كِتاَبِ اللّهِ: فِي يَوْمِ الْجُمُعَةِ ساَعَةٌ َ يُوَفِقُهاَ عَبْدٌ مُؤْمِنٌ يُصَلِّي يَسْأَلُ اللّه فَيهاَ شَيْئًا إَّ قَضىَ لَهُ حَاجَتَهُ. قَالَ عَبْدُ اللّهِ: فَأشَارَ

إِلَى رَسُولُ للّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أوْ بَعْضُ سَاعَةٍ. فُلْتُ: صَدَقْتَ، أوْ بَعْضُ ساَعَةٍ. فَقُلْتُ: أيُّ سَاعَةٍ هِيَ؟ قَالَ: هِيَ آخِرُ ساَعاَتِ النَّهاَرِ. قُلْتُ: إنَّهاَ لَيْسَتْ سَاعَةَ صََةٍ قَالَ: بَلىَ إنَّ الْعَبْدَ الْمَؤْمِنَ إِذَا صَلَّى ثُمَّ جَلَسَ، َ يَحبِسُهُ إَّ الصََّةَ، فَهُوَ فِي الصََّةِ.فِي الزوائد: إسناده صحيح ورجاله ثقات.

 

344. (1139) (6331)- Abdullah İbnu Selâm radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm oturuyordu. Ben: "Allah'ın kitabında (Tevrat'ta) şu ifadeyi buluyoruz: "Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, mü'min kul o saati denk getirerek namaz kılıp Allah'a dua ettiği taktirde isteği mutlaka yerine getirilir" dedim.

Abdullah devamla dedi ki: "Benim bu sözüm üzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Yahut bir saatin bir kısmı" diye bana işaret buyurdu. Ben de: "Doğru söylediniz veya bir saatin bir kısmı" diyerek sözümü düzelttim. Sonra sordum: "Bu vakit (cumanın) hangi vaktidir?" Bana: "O, gündüzün saatlerinin sonudur" diye cevap verdi. Ben dedim ki: "Bu saat namaz vakti değildir." şu cevabı verdi: "Evet, mü'min kul namaz kılar, sonra müteakip namazı beklemek maksadıyla oturursa o, sevap yönüyle aynen namaz kılıyor gibidir."[1]

 

AÇIKLAMA:

 

Cuma günündeki saat-i icabe üzerine başka rivayetler de gelmiştir. Mevzu ile ilgili açıklama genişçe yapıldı, tekrar etmeyeceğiz.[2]

 


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/60.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 17/60.