Bir Soru Ve Cevabı

 

Şimdi şöyle bir soru mâkuldur: "Şia da esas itibariyle Kur'an ve sünnete dayandığına göre, mut'a nikahı meselesinde niye bu kadar zıt görüşler ortaya çıkmıştır? Onların hiç mi haklılık tarafı yok?"

Bunun gerçek bir izahı uzun kaçar. Ancak kısaca bilinmesi gereken husus şudur: Ehl-i Sünnet bu meselede onların kendiliklerinden hadis uydurduğunu söylemiyor. Resulullah'ın mut'aya cevaz verdiğini, sağlığında bununla amel eden sahabilerin bulunduğunu kabul ediyor. Bu husus Ehl-i Sünnet  nezdindeki sahih rivayetlerde sabittir. Ancak, diğer birçok meselede olduğu gibi Aleyhissalâtu vesselâm bunu sonradan yasaklamış, böylece neshedilmiştir. Ehl-i Sünnet, Resulullah'ın vefatından sonra, bu yasağı işitmemiş bulunan bazı sahabi ve tabiin tarafından da mut'a nikahının icra edildiğini de kabul eder. Ancak, Ehl-i Sünnet, bu tatbikatın Hz. Ömer'in meseleye müdahale edip yasağı ta'mim etmesiyle son bulduğunu ve Hz. Ömer'e hiçbir sahabinin itiraz etmediğini, böylece mut'anın haram olduğu hususunda icma hasıl olduğunu da kabul eder.

Şia ile Ehl-i Sünnet, hadis anlayışında farklıdır. Aradaki ayrılık temelde bundan kaynaklanır. Şöyle ki:

1) Ehl-i Sünnet sahabe arasında hiçbir ayırım yapmadan hepsinin rivayetini makbul addederken, Şia Al-i Beyt'e mensup çok az sayıda sahabenin rivayetini kabul eder, diğerlerini reddeder.

2) Ravi meselesindeki tefrikleri sahabe tabakasında kalmaz, sahabeden sonra gelen tabiin ve etbauttabiin gibi diğer ravi tabakalarında da ayırım devam eder. Sahabeden sonraki ravilerdeki ayırım, ravinin  makbul olabilmesi için ravide aradıkları şartlardan ileri gelir. Gerçi Ehl-i Sünnet de her  raviden hadis almaz, ravinin mü'min, dindar, doğru sözlü mürüvvet sahibi vs. olmasını şart koşar. Şia da benzer vasıfları şart koşar. Ama "mü'min" deyince, ravinin İmamiye-İsnaaşeriye mezhebinden olmasını kasteder. Yani ravide aranan şart objektif olmaktan çok subjektif bir hal alır[1]. Halbuki Ehl-i Sünnet, ravinin "mü'min olması gerekir"  derken, bununla İslam'ın iman esaslarını dil ile  ikrar kalp ile tasdiki  kasteder, başka bir kayıt koymaz. Hatta Ehl-i Sünnet'ten olmasını da şart koşmaz. Diyanet ve sıdk vasıflarını taşıyan Şiî ravilerden de hadis alır. Şia ise, değil Ehl-i Sünnet  isnaaşere dışında kalan, Şiî mezheplerine mensup kimselerden bile hadis kabul etmez.

3) Şiîlere göre, hadis, masum imamların söz, fiil ve takrirleridir.[2] Bir rivayetin hadis olabilmesi için mutlaka masum addettikleri bir imama ulaşması şarttır. Ona ulaşmadan gelen sözler  hadis değildir, makbul değildir. Bu sebeple Şiîlerin hadis kitapları hep, masum olduğuna inandıkları imamların sözleriyle doludur. Resulullah'a nisbet edilen hadisler  pek nadirdir.Hemen şunu belirtelim ki, masum imam inancı, Ehl-i Sünnet'te yoktur. Ne Kur'an, ne de sahih  hadisler böyle bir akideye yer vermez, bu Şia'ya mahsus bir inançtır. Ehl-i Sünnet İsmet'i yani her çeşit  hata ve günahtan korunmuş olma halini sadece peygamberlere tanır. Peygamberler dışında hiç kimse ismet sahibi yani günahsız ve hatasız olamaz, Allah namına hüküm beyan edemez.

Şu halde Ehl-i Sünnet ile Şia arasında bir kısım farklar, objektiflik, subjektiflik noktasında başlar. Ehl-i Sünnet Kur'an ve hadiste gelen objektif kıstaslarla hareket eder. Şia subjektiviteyi esas alır, aklı ve sağduyuyu tatmin etmeyen bir kısım peşin kabullerden hareket eder. Kur'an'la ilgili açıklamalarda olsun, Kur'an'da olmayan meselelerin zuhurunda koyacağı hükümde olsun Ehl-i Sünnet hep sünnete dayanmayı esas aldığı halde, sahabileri reddetmesi sebebiyle Resulullah'ın hadislerinden kendini mahrum bırakan Şia, ortadaki boşluğu masum imamla doldurmayı denemiş, Hıristiyanlıktaki kilise müessesesi gibi bir masum imam otoritesi kabul etmek zorunda kalmıştır. Bu yüzden onlar masum imamın sözlerine, fiillerine ve takrirlerine sünnet demeye mecbur olmuşlardır.  İşin içerisine siyasî taassup ve garazkâr muhalefet de girince, yukarıda kadettiğimiz örneklerde görüldüğü üzere, mut'a meselesinde kendiliğinden bir ayrılık ve kemikleşme ortaya çıkmıştır. Ashab'ı reddetme, kendi mezheplerinden olmayanları mü'min saymama ve Hz. Ömer buğzunu her şeyin üstünde tutma gibi bazı prensipler, onları objektiviteden uzaklaştırmış, birçok sahih rivayetlerden mahrum bırakmış, ölçülerinden geçen ve fakat işlerine gelmeyen rivayetleri de keyfî te'villere sevkederek hatalı sonuçlara atmıştır. Nitekim mut'a nikahının Hayber Seferi sırasında yasaklandığına dair Hz. Ali'den gelen rivayeti "takiyye" diye nasıl te'vil ettiklerini gördük.

Ehl-i Sünnet ulemasının uydurma veya çok zayıf addettiği bir kısım rivayetler vardır ki, Şiî kaynaklarında masum imamlardan sünnet olarak rivayet edilmektedir. Kadın üzerine gelen birkaç örnek kaydediyoruz.

Ebu Ca'fer kadınlar hakkında şöyle demiştir: "Kadınlarla hususi şekilde istişare etmeyin. Yakınlar hakkında onları dinlemeyin. Şurası muhakkak ki, kadın yaşlanınca onun iki yarısının da hayrı gider ve iki yarısının  şerri kalır. Güzelliği gider, dili keskinleşir, rahmi kısırlaşır. Erkek ise, yaşlanınca iki yarısının da şerri gider, her iki tarafının hayrı baki kalır. Aklı sabitleşir, re'yi sağlamlaşır, cehaleti azalır."(190)

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) harbe çıkmayı irade edince kadınlarını çağırır, onlarla istişare eder, sonra onlara muhalefet ederdi."(191)

"Ebu Abdillah demiştir ki: "Kadınlarla istişareden kaçının. Zira onlarda za'f ve acz ve düşüklük vardır."(192)

"Emîru'l-Mü'minîn (Hz. Ali): "Kadınlara muhalefette bereket var" demiştir."(193)

Ebu Abdillah demiştir ki: "Mü'min kadın, siyah öküzdeki benek mesabesindedir (sayıca azdır)." (194)

"Kadınlar arasında salih olanlar iki kanadı da beyaz olan karga gibidir (yani yok gibidir)." (195) [3]

 

DİPNOTLAR

(1) Fıkıh açısından "had cezası"nı gerektiren zinadan başka olarak,  bu zinaya zemin hazırlayıcı davranışlarda hadislerde zina olarak tavsif edilmiş ve "el"in, "dil"in, "göz"ün, "kulak"ın zinasından bahsedilmiştir. (Buhari, İsti'zan 12, Kader 9; Müslim, kader 20).

(2) İbnu'l-Arabî, Ahkamu'l-Kur'an 3, 1311; Cessas, Ahkamu'l-Kuran 5, 92.

(3) Küleynî, Füru 5, 364; Kumî, Menla 3, 297; Tusî, Tehzib 7, 240.

(4) el-Müttaki el-Hindî, Kenzu'l-Ummâl, 16, 328.

(5) Abdurrezzak, Musannaf 6, 195.

(6) İbnu Hazm, Muhalla 11, 24; İbnu Mace,  Nikah 15.

(7) Abdurrezzak, a.g.e., 6, 198-199.

8) Dârakutnî, Sünen 3,  229.

(9) Abdurrezzak 6, 197, ibnu Mâce'nin rivayetinde bu tavsif merfudur (Hz. Peygamber'in sözü). Sünen, Nikah 15.

(10) Darakutni 3, 229.

(11) Abdurrezzak, 6, 196.

(12) A.g.e., 6, 197. Dul  kadın nikah işlerinde bakire gibi değildir. Velinin izni fıkhen bakireler hakkındadır.

(13) Buharî, Nikah 50; Nesâî, Nikâh 72; Tirmizî, Nikâh 6; İbnu Mâce, Nikah 20.

(14) İmam Malik, el-Müdevvene 2, 194.

(15) A.g.e., aynı sayfa

(16) A.g.e., aynı sayfa.

(17) Dârekutnî, Sünen 3, 228; İbnu Mâce, Nikâh 15.

(18) Dârekutnî, Sünen 3, 228.

(19) Fetvâyı Kadıhan, 1, 331.

(20) Zürkani, Şerhu Muvatta, Mısır 1962, 4, 45.

(21) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, Mısır 1959, 11, 70.

(22) Aynî, Umde 17, 246.

(23) Nevevî, Şerhu Muslim 9, 182.

(24) Ayni a.g.e., 17, 246.

(25) Kasani, Bedai 2, 272-273; Şerbîni, el-Muğnî 3, 142.

(26) İbnu Sad 1, 199.

(27) İbadetlerle ilgili tarihi gelişmeyi ve değişik safhaları Tahiru'l-Mevlevi merhum Müslümanlıkta İbadet Tarihi adlı eserinde göstermiştir (İstanbul 1963, 2 Baskı).

(28) Buhari, Fezailu'l-Kur'an 6.

(29) İbnu Sa'd, et-Tabakatü'l-Kübra, Beyrut 1960, 1, 263.

(30) Amidi, el-İhkam, 4, 142.

(31) Buhari, Nikah 36; ebu Davud, Talak 33.

(32) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, 11, 88.(33) Geri kalan beş çeşit nikaha gelince:

1- İstibza nikahı: Daha asaletli bir nesil elde etmek gayesiyle, erkeğin hanımını, hayız halinden çıkınca, hamile kalması için bir başka erkeğe göndermesidir. Kadın hamile kalıncaya kadar, kocası  ona temasta bulunmazdı.

2- Bedel Nikahı: Bu, iki erkeğin hanımlarını karşılıklı olarak değiştirmesidir.

3- Hıdn Nikahı: Bu, kadınların gizlice dost edinmeleri şeklinde hasıl olan nikahtır. Kur'an-ı

Kerim bu çeşit haram münasebete temas eder (Nisa 25, Maide 5).

4- Fahişeliği meslek yapan ve bunu kapısına diktiği bayrakla ilan eden kadınların nikahı: Çocuk sahibi olduğu takdirde kendisine temas eden erkekleri toplar, getirilen bir kaif'in hükmüyle onlardan biri baba tayin edilirdi.

5- On kişiden az bir grup, kadınla, sırayla temasta bulunur,  hamilelik halinde kadın bunları çağırır, en ziyade hoşuna gideni baba ilan eder, erkek buna itiraz edemezdi.

(34) Müslim, Nikah 11, (1404).

(35) Nevevî, Şerhu Müslim 9, 181.

(36) Beyhâki, es-Sünenü'l-Kübra 7, 207. İleride görüleceği üzere İbnu Hibban bunu Resulullah'ın sözü olarak kaydeder.

(37) Tahavi Şerhu Meani'l-Asar, 3, 24; Nesaî, Nikah 71.

(38) Beyhakî, a.g.e., 7, 205.

(39) Tirmizî, Nikah 28.

(40) Nevevî, Şerhu Muslim 9, 182.

(41) Beyhaki a.g.e., 7, 205.

(42) Hattabi, Mealimü's-Sünen (Ebu Davud'un hamisinde basılmıştır, Humus 1393/1973. Birinci Tab), 2, 559.

(43) İbnu Hazım'ın rivayetinde bu sarahat mevcuttur (s. 179).

(44) Tirmizî, Nikah 28, (1122, 4).

(45) Mübarekfuri,  Tuhfetu'l-Ahvezî 4, 269.

(46) Tahavi, a.g.e., 3,24.

(47) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 78.

(48) Razi, Tefsir 10, 49.

(49) Müslim Hac 213, Nikah 7.

(50) Müslim, Nkah 16; Bkz. Dârakutnî, a.g.e., 3, 242.

(51) F.B., 11, 78.

(52) Tahavi a.g.e., 3, 26.

(53) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, 11, 78.

(54) ibnu'l Arabî, Arızatü'l-ahvazi 5, 51.

(55) Buhari, Nikah 31,

(56) Müslim, Nikah 19, Nesai, Nikah 71.

(57) Müslim Nikah 21.

(58) Tahavî a.g.e., 3, 26.

(59) Müslim, Nikah 29; Nesai,  Nikah 71.

(60) Müslim, Nikah 31.

(61) Beyhaki a.g.e., 7, 207.

(62) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 74.

(63) İbnu Hazım, a.g.e., s. 178.

(64) Müslim'de Sebre'den gelen  sekiz  rivayetten beşi (Nikah 20, 22, 23, 25, 26. hadisler) sarih olarak yasağın fetih gününde olduğunu belirtir, diğer üçünde (19,21, 24. hadisler) yer belirtmeksizin yasaklama zikreder.

(65) Müslim, Nikah 29, (1407).

(66) Müslim, Nikah 18.

(67) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari11, 73.

(68) Bkz. Nevevî, Şerhu Müslim 9, 181.

(69) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 73.

(70) İbnu Hibban, a.g.e., 6, 178.(71) A.e., 11, 73-74.

(72) Ebu Davud, Nikah 13.

(73) Bkz. İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 74; Nevevi, Şerhu Müslim 9, 180.

(74) ibnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 74.

(75) Nevevî, Şerh-u Müslim 9, 179.

(76) A.e., 9, 181.

(77) Nevevî, Şerh-u Müslim 9, 179.

(78) Zürkani a.g.e., 4, 48.

(79) ibnu Hibban, Sahih 6, 178.

(80) İbnu'l-Arabî, Arızatu'l ahvazi 5, 48.

(81) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 78.

(82) İbnu Hazm, el-Muhalla 11, 141.

(83) İbnu Hazım Ebu Bekr Muhammed el-Hemedani, Kitabu'l-İ'tibar fi Beyani'n-Nasih ve'l-Mensuh, Humus, 1386/1966, s. 177.

(84) Ayni, Umdetü'l-Kari 17, 246.

(85) Tahavi, a.g.e., 3, 24-25.

(86) Darakutni, 3, 259.

(87) Msuslim, Hacc, 162; Tahavi, a.g.e., 3, 26.

(88) Beyhaki, a.g.e., 7, 207.

(89) Beyhaki a.g.e., 7, 202.

(90) Tahavi, a.g.e., 3, 25.

(91) Heysemi, Mecmau'z-Zevaid 4, 265.

(92) Beyhaki, a.g.e., 7, 207.

(93) Daha önce Hz. Ali ile ilgili rivayetlerde kaydettiğmiz ürzere, Abdullah'ın tarizde bulunduğu bu zat İbnu Abbas olabilir.

(94) Müslim, Nikah 27.

(95) Nevevî, Şerhu Müslim, 9, 188.

(96) Aynî, umde 17, 246.

(97) İbnu Mace, Nikah 44.

(98) Muvatta, Nikah 41.

(99) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 76.

(100) A.e., 11, 77.

(101) İbnu Hazm, el-Muhalla 11, 141.

(102) Cessas, Ahkamu'l-Kur'an 5, 92.

(103) İbnu'l-Arabî, Ahkamu'l-Kur'an 3, 1311. İbnu'l-Arabinin bu üslubunu başka bazı meselede olduğu üzere Hanefilere karşı taşıdığı taassupla izah edebiliriz.

(104) İbnu'l-Arabî, Arızatu'l-Ahvazi 5, 49.

(105) Bu mevzuda  daha geniş bilgi ve kaynaklar için Hz. Peygamber'in Sünnetinde Terbiye adlı kitabımız görülmelidir (s. 330-333).

(106) Şah Abdülaziz, Tuhfe 228.

(107) A.e., aynı sayfa.

(108) Şah Abdulaziz, a.g.e., 229-230.

(109) Tusi, Tehzib 7, 249-250.

(110) Kasani, Bedai 2, 273.

(111) Söylediğimiz hususa en güzel örneği Muhammed el-Hüseyn, Aslu'ş-Şia ve Usulüna adlı eserde vermektedir (s. 93-116).

(112) Zürkani, Şerhu Muvatta 4, 47; Hattâbi, a.g.e., 2, 558.

(113) Tahavi, a.g.e.,  3, 27.

(114) Buhari, Nikah 31.

(115) İbnu Hacer, Fethu'l Bari 11, 77.

(116) A.e., aynı sayfa.

(117) Zürkani a.g.e., 4, 36.

(118) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 74.

(119) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 77. Onun rivayet ettiği hadisler yukarıda kaydettiğimiz çeşitten mensuh  hadisler olmalıdır.

(120) Bahari, Nikah 31. Bab.

(121) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 11, 70.

(122) Nevevî, Şerhu Müslim 9, 182.

(123) Tahavi, a.g.e., 3, 27.

(124) Nevevî Şerhu Müslim 9, 182;  Zürkani, Şerhu Muvatta 4, 47.

(125) Münavi, Feyzu'l-Kadir 1, 227.

(126) Nevevî a.g.e, 9, 182; Zürkâni a.g.e, 4, 47; Aynî a.g.e., 17, 246; İbnu Hacer, Fethu'l-Bari, 11, 78.

(127) Şah Abdülaziz, Gulam Hakim ed-Dehlevi Muhtasaru Tuhfeti'l-İsna Aşeriyye, s. 227 228.

(128) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 13, 110.

(129) Buharî, İlim.

(130) İbnu Kesir,  Tefsir, 3, 143.

(131) Hakim en Neysaburi, el-Müstedrek, Haydarabad-Deken 1335, 2, 227.

(132) Nesâî, Sehv 17.

(133) Tirmizî, Feraiz 10; İbnu  Mace, Feraiz 4, Ebu Davud Feraiz 5. Ashabın birbirlerinden şahid istemeleri yalancılık ithamından ileri gelmez. Meselenin mahiyetini Kütüb-i Sitte Muhtasarı adlı kitabımızda genişçe açıkladık (1. cilt 58-60).

(134) Buhari, İsti'zan 13; Tirmizî, isti'zan 3; Muvatta İsti'zan 3.

(135) Buharî, Tıbb 30.

(136) Muvatta,  Zekat 42; Şafii, er-Risale, Beyrut, Tarihsiz, s. 240.

(137) İbnu Sa'd, et-Tabakatü'l-Kübra 4, 21-22.

(138) Müslim,Kasame 39, Dehlevi, el-İnsaf'ta başka örnekler de kaydeder.

(139) İmam Şafii hazretleri er-Risalesi'nde haber-i vahidle ihticac babından bu meseleye birçok örnek kaydeder. Orada topluca görmek mümkündür. Mezkur bab 401-471 sayfaları arasında yer alır.  er-Risale Ahmed Muhammed Şakir  merhum tarafından tahkik edildiği için rivayetlerin yaknağı bulunabilmektedir.

(140) Müsnedu Ahmed İbnu Hanbel 1, 2.

(141) İbnu Hacer, Fethu'l-Bari 13, 268, Zürkani, Şerhu'l-Muvatta, Mısır, 1962, 5, 411.

(142) Şafii, Risale s. 422.

(143) İbnu Mace, Talak 15.

(144) Şâtıbî, el-Muvafakat 4, 23.

(145) Mesela Tûsi'nin Tehzibu'l-ahkam'ında 32 sayfalık 57, 240-272 arası); İstibsar'da 14 sayfa (3, 141, 155 arası); Kuleynî'nin Fürû'da 20 sayfa (5, 448-468 arası) rivayet hep mut'a nikahı üzerinedir.

(146) Küleynî, el-Fürû 5, 455.

(147) Tusi İstibsar 3, 151; Küleynî, Fürû 5, 455.

(148) Tusi, İstibsar 3, 515; Küleynî, Fürû 5, 455.

(149) Tusi, İstibsar 3, 147, 151; Furû 5, 460.

(150) Tusi, İstibsar 3, 147.

(151) Tusi, İstibsar 3, 149.

(152) Tusi, İstibsar 3, 149; Küleynî, fürû 5, 457.

(153) Azimabadi, Avnu'l-Mabud 11, 306. Fetâvâyı Kadıhan 1, 334.

(154) Kuleynî, Furû 5, 387.

(155) Tusi, İstibsar,  148-149.

(156) Kuleyni, Furu 5, 452.

(157) Kumi, Men la yahdarahu'l Fakih 3, 296.

(158) Kuleyni, Furu 45, 460.

(159) Tusi, İstibsar 3, 143.

(160) Tusi, İstibsar 3, 142, 168.

(161) İstibsar 3, 143; Menla 3, 292. Zevatu'l-Ezvac tabiri ibare yönüyle "kocaları olan kadınlar" manasını ifade eder ise de, rivayetin metninde, yukarıda kaydettiğimiz manada açıklanır: "Dedim ki: Zevatü'l-Ezvac ne demektir? Dedi ki: Sünnete  uygun olmayan bir tarzda boşanan kadınlardır."

(162) Tusi, Tehzibu'l-Ahkam 7, 453, 454.

(163) A.g.e, 7, 252.

(164) Kuleyni Furu 5, 462.

(165) Tusi, İstibsar 3, 143.

(166) A.e., 3, 142.

(167) İstibsar, 3, 144.

(168) Kumi, Men la Yahdarahu'l-Fakih 3, 296.

(169) Kuleyni, Furu 5 455.

(170) Tusi, Tehzib 7, 252.

(171) Kuleyni, Furu s. 462; Tusi İstibsar 3, 152.

(172) Tusi, Tehzibu'l-Ahkam 7, 250-251.

(173) Kuleyni Furu 5, 453.

(174) A.e. aynı sayfa.

(175) Tusi, İstibsar 3; Tehzibu'l Ahkam 7, 251.

(176) Tusi, İstibsar 3,142.

(177) Tusi, Tehzib 7, 251-252.

(178) Tusi, İstibsar 3, 143.

(179) Kumi, Men la 3, 292.

(180) A.e. 3, 298.

(181) Kuleyni, Furu 5, 393.

(182) Tusi, İstibsar 3, 145.

(183) Kuleyni, Furu mine'l-Ahkam 5, 465.

(184) Kumi, Men la Yahdarahu'l-Fakih 3, 297.

(185) A.e, 3, 295.

(186) A.e., 3, 295.

(187) Tusi, İstibsar 3, 142.

(188) A.e. 3, 298.

(189) Tusi, Tehzib 7, 249-250.

(190) Kumi, Men la 3 298.

(191) Kumi, a.g.e., 3, 299. Kadınlarla İstişare meselesini ayrı bir  makalede inceledik (Sur dergisi, Şubat 1987, sayı 131).

(192) Kuleyni, Furu 5, 517.

(193) A.e., 5, 518.

(194) A.e., 5, 515.

(195) A.e., 5, 515.

 

İSTİFADE EDİLEN KAYNAKLAR

Abdu'l-Vehhab Abdullatif, el-Mutasar min Mustalahatı Ehli'l-Eser min Ehli's-Sünne  ve'ş-Şi'a ve'l-imamiyye Ve'z-Zeydiyye, 5. baskı Kahire, 1966.Abdurrezzak İbnu Muhammed es-San'ani (v. 211).

Musannafu Abd'r-Rezzak, Beyrut (Ofset), 1970.Ahmed ibnu Hanbel (v. 241)

Müsnedu Ahmedi'bni Hanbel, 1313. Kahre (baskısından ofset). Beyrut, tarihsiz.

Amidi, Seyfuddin Ebu'l-Hasen Ali İbnu Ebi Ali (v. 631), el-İhkam fi Usuli'l-Ahkam Kahire, 1968/1387.

Azimabadi-Ebu't-Tayyib Muhammed Şemsü'l-Hakk, Tahkik: Abdurrahman Muhammed Osman, Avnu'l-Ma'bud Şerhu Süneni Ebi Davud, Medine, 1968.Ayni-Bedru'd-Din Ebu Muhammed Mahmud İbnu Ahmed (v. 855) , Umdetü'l-Kârî Şerhu Sahihi'l-Buhari, 1348 (baskısından ofset, Beyrut).Beyhaki Ebu Bekr Ahmed ibnu'l-Huseyn (v. 958), es-Sünenü'l-Kübra Haydarabad Deken 1353.Buharî, Ebi Abdillah Muhammed İbnu İsmail (sv. 256) el-Ebedi'l-Müfred, Kahire, 1379.Canan İbrahim, Hz. Peygmaberin Sünnetinde Terbiye; 1979, Ankara.Canan, İbrahim, Kütüb-i Sitte Muhtasarı Şerhi, Ankara 1988.Cessas, Ebu Bekir Ahmed İbnu Ali (v. 370), Ahkamu'l-Kur'an Kahire, tarihsiz.Darakutnî, Ali İbnu Ömer (v. 358), es-Sünen Kahire, 1386/1966.Dehlevi, Şah Veliyyullah Ahmed İbnu Abdurrahim (v. 176) el-İnsaf fi beyan-ı Sebebi'l-İhtilaf fi'l-Ahkami'l-Fıkhiyye Kahire, 1398.Fetevayı Hindiyye (Bir Heyet tarafından hazırlanmıştır). 3. tab, Bulak 1310 baskısından ofset 1973.Fetevayı Kadıhan (fetavayı Hindiye ile basılmıştır).Hakim, Ebu Abdillah Hakim en-Neysaburi (v. 405), el-Müstedrek Ala's-Sahihayn, Haydarabad-Deken, 1335.Hattâbî, Ebu Süleyman Ahmed İbnu Muhammed (v. 388), Mealimu's-Sünen, Humus 1393/ 1973, Birinci Tab.Heysemi, Nureddin Ali ibnu Ebi Bekr (v. 807), Mecma'u'z-Zevaid, Beyrut, 1967.İbnu'l-Arabi, Ebu Bekr (v. 543), Ahkamu'l-Kur'an, Kahire, 1968.İbnu Hacer, Ahmed İbnu Ali el-Askalani (v. 852) Fethu'l-Bari, Mısır, 1959.İbnu Hazım, el Hemedani; Ebu Bekr  Muhammed İbnu Musa (v. 584) Kitabu'l-İtibar fi Beyanı Nasih  ve'l-Mensuh, Humus, 1386/1966.İbnu Hazm, Ebu Muhammed Ali İbnu Ahmed (v. 456), el-Muhalla, Tahkik: Hasan Zeydan Talebe Mısır.İbnu Hibban, Ebu Hatim Muammed İbnu Hibban el-Bustî, Sahihu İbnu Hibban Beyrut 1987.İbnu Kesir, İmamuddin Ebu'l Fida (v. 774), Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim Beyrut, 1966.İbnu Mace-Ebu Abdillah Muhammed İbnu Yezid el-Kazvini (v. 275), Sünenü İbni Mace, Kahire 1952, Tahkik; Muhammed Fuad Abdulbaki.İbnu Sa'd-Ebu Abdillah Muhammed (v. 230), et-Tabakatu'l-Kübra, Beyrut, 1960.Kasani, Alauddin Ebu Bekr İbnu Mes'ud (v. 587), Bedai'u's-Sanai fi Tertibi'ş-Şerai, Beyrut 1974/1394.Malik İbnu Enes (v. 179), el-Müdevvenetü'l-Kübra Naşir: el-Hac Muhammed Efendi Beyrut (1323 Mısır baskısından) ofset.

el-Mübarekfuri-Ebu'l-Ali Muhammed Abdurrahman İbnu Abdirrahim (v. 1353). Tuhfetu'l-Ahvazi bi-Şerhi Cami't-Tirmizî, Kahire, 1963.el-Muttaki, Alaeddin Ali, Kenzu'l-Ummal, (v. 975), Haleb, 1969.Münavi-Şemsü'd-Din Muhammed Zeynü'd-Din Abdurrauf (v. 1031), Feyzu'l-Kadir Şerhu'l-Cami'i's-Sağir, Beyrut, 1972.Müslim-Ebu'l-Hüseyin Müslim İbnu'l-Haccac el-Kuşeyri en-Neysaburi (v. 261) Sahihu Muslim Tahkik:  Muhammed Fuad Abdul'l-Baki Kahire, 1955.en-Nesai-Ebu Abdirrahman Ahmed İbnu Ali İbni Şuayb (v. 303), es-Sünen, Kahire 1930.en-Nevevî-Muhyi'd-Din Ebu Zekeriyya Yahya (v. 677), Şerhu Muslim, Mısır, Tarihsiz.er-Razi-Ebu Abdillah Muhammed İbnu Ömer İbni Hüseyn (v. 606), et-Tefsiru'l-Kebir, Naşiri: Abdurrahman Muhammed, Kahire, tarihsiz.Şafii, Muhammed İbnu İdris (v. 204), er-Risale, Tahkik: Ahmed Muhammed Şakir, Beyrut,  tarihsiz.Şah Abdülaziz, Gulam Hakim ed-Dehlevi, Muhtasaru't-Tuhfetu'l-İsna Aşeriyye, İstanbul 1976/1396.eş-Şatıbi-Ebu İshak İbrahim İbnu Musa (v. 790), el-Muvafakat fi Usuli'l-Ahkam, Kahire, 1969, Tahkik: Muhammed Muhyi'd-Din Abdu'l-Hamid.Şerbini Muhammed eş-Şerbinî, Muğni'l-Muhtaç, Mısır 1958/1377.Tahavî Ebu Ca'fer Ahmed İbnu Muhammed (v. 321), Şerhu Me'ani'l-Asar  Kahire, 1387/1968.Tahiru'l-Mevlevî, Müslümanlıkta İbadet Tarihi, İstanbul, 1963.Tirmizî, Ebu İsa Muhammed İbnu İsa İbni Sevre (v. 279), Sünenü't-Tirmizî, Humus, 1966.Zürkani-Ebu Abdillah Muhammed İbnu Abdilbaki İbnu Yusuf (v. 1122), Şerhu'l-Muvatta Kahire 1961.ŞİÎ KAYNAKLARAmili, Zeynü'd-Din İbnu Ali İbni Ahmed (v. 965), er-Ri'aye fi ilm-i'd-Diraye, Kum, 1408.Kahpani, Zekiyyü'd-Din Mevla İnayetullah İbnu Ali, Mecma'u'r-Rical, Kum, Tahrihsiz.Küleyni Ebu Ca'fer Muhammed İbnu Yakub (ö. 329), el-Furu Mine'l-Kafi, Tahran, 1391.Kumi, Ebu Cafer es-Sadık, Men La Yahdarahu'l-Fakih, Tahran, 1390, 5. Tab.Muhammed el-Hüseyn Al-i Kaşifu'l-Gıta, Aslu'ş-Şi'a ve Üsuluha, 4. Tab, Beyrut, 1982-1402.Muhammed Şirazi, el-Mesailu'l-İslamiye, Tarihsiz, Yersiz.Tusi, Ebu Ca'fer Muhammed İbnu'l-Hasen, (v. 460), el-İstibsar fima'htulife Mine'l-Ahbar, Tahran, 1390, 3. Tab.Tusi, Ebu Ca'fer Muhammed İbnu'l-Hasen, (v. 460). Tezihbu'l-Ahkam fî Şerhi'l-Mukni'a, Tahran, 1390, 3. Tab.

 


 

[1] Tarif aynen şöyle:  مَا اتَّصَلَ اِلَى الْمَعْصُومِ بِنَقْل الْعَدْلِ اْ“ِمَامِى عَن مِثِلِهِ في جَمِيعِ الطَّبَقَابِ حَيْثُ تَكُونُ مُتَعَدَّدَةً

"Sahîh hadis, senedi bütün tabakalarda imamiye mezhebine mensub âdil râvinin âdil râviden masum imama kadar muttasıl suretle rivayet ettiği hadistir(Zeynûd-Dîn İbnu Ali İbnu Ahmed vefat 965, er-Riâye fi ilmi'd-Diraye s.77;el-Kahpâni, Mecma'u'r-Rical 7,195).)"

[2] Her ne kadar mâsum tâbirin zımnında Hz. Peygamber de dahil ise de (Amilî,a.g.e. s. 77), kitaplarında nâdiren Hz. Peygamber'e ulaşan hadis mevcuttur. Ayrıvca bilinmesi gereken bir husus şudur: Hz. Peygamber'in sözünün de muteber bir hadis sayılabilmesi için, masum imamlar yoluyla rivayet edilmelidir. Böyle olmayan rivayetler onların nazarında değersizdir. Bu çeşitten masum imam târikiyle rivayet edilmeyen hadislere muvassak denmektedir. Üçüncü derecede bir ehemmiyet taşımaktadır. (Abdulvehhâb Abdullatif el-Müsteker, el-Mu'tasar kısmında s.20); a.g.e.84.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/579-581.