* HZ. CÜVEYRİYE RADIYALLAHU ANHA

 

ـ5618 ـ1ـ عن عائشة رَضِيَ اللّهُ عَنها قالت: ]وَقَعَتْ جُوَيْرِيَة بِنْتُ الْحَارِثِ مِنْ بَنِى الْمُصْطَلِقِ في سَهْمِ ثَابِتِ بْنِ قَيْسِ بْنِ شَمَّاسِ رَضِيَ اللّهُ عَنه، وَكَانَتِ امْرَأةٌ مَُّحَةً لَهَا في الْعَيْنِ حَظٌّ، فَجَاءَتْ تَسأَلُ رَسُولَ اللّهِ في كِتَابَتِهَا. قَالَتْ عَائِشَةُ رَضِيَ اللّهُ عَنها: فَلَمَّا قَامَتْ عَلى الْبَابِ، وَرَأيْتُهَا كَرِهْتُ مَكَانَهَا، وَعَرَفْتُ أنَّ رَسُولَ اللّهِ # سَيَرَى مِنْهَا مِثْلَ الّذِي رَأيْتُ. فَقَالَتْ: يَا رَسُولَ اللّهِ، أنَا جُوَيْرِيَةُ بِنْتُ الْحَارِثِ، وَإنَّهُ كَانَ مِنْ أمْرِي مَاَ يَخْفَى عَلَيْكَ، وَإنِّي وَقَعْتُ في سَهْمِ ثَابِتِ بْنِ قَيْسٍ، وَإنِّي كَاتَبْتُ عَلى نَفْسِي، وَجِئْتُكَ تُعِينُنِي فَقَالَ لَهَا: فَهَلْ لَكِ فِيمَا هُوَ خَيْرٌ لَكِ؟ قَالَتْ: وَمَا هُو؟ قَالَ: أُؤَدِّيَ عَنْكِ كِتَابَتَكِ وَأتَزَوَّجُكِ؟ قَالَتْ: قَدْ فَعَلْتُ. فَلَمَّا تَسَامَعَ النَّاسُ أنَّ رَسُولَ اللّهِ # قَدْ تَزَوَّجَ جُوَيْرِيةَ أرْسَلُوا مَا بِأيْدِيهِمْ مِنَ السَّبْيِ وَأعْتَقُوهُمْ وَقَالُوا: أصْهَارُ رَسُولِ اللّهِ #. قَالَتْ: فَمَا رَأيْنَا امْرَأةً كَانَتْ أعْظَمَ بَرَكَةً عَلى قَوْمِهَا مِنْهَا؛ أُعْتِقَ في سَبَبِهَا أكْثَرُ مِنْ مِائَةِ أهْلِ بَيْتٍ مِنْ بَنِي الْمُصْطَلِقِ[. أخرجه أبو داود.»المََّحَةَُ« بمعنى المليحة، وهذا البناء للمبالغة في المحة.و»المكاتبةُ« أن يشترى المملوك نفسه من موه ليؤدي ثمنه إليه من كسبه .

 

1. (5618)- Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Beni'l-Mustalik'ten Cüveyriye Bintu'l-Haris, Sabit İbnu Kays İbni Şemmas (radıyallahu anh)'ın hissesine düşmüştü [esaretten kurtulmak için mukatebe anlaşması yaptı]. O, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir hisse vardı (gören göz haz duyardı). Mukatebe  bedelini ödemede yardım talep etmek üzere Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a geldi.

Hz. Aişe devamla der ki: "Cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (Resulullah'ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından koktum). Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın da benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım.

"Ey Allah'ın Resulü dedi. Ben Haris'in kızı Cüveyriye'yim. Durumum size meçhul  değil.  Ben Sabit İbnu Kays'ın  hissesine düştüm. Fakat hürriyetime kavuşmak için onunla mukatebe yaptım. Size, mukatebe (bedelini ödemem)de yardım istemek üzere geldim. Resulullah:

"Sana ondan daha  hayırlısını söylesem ne dersin?" buyurdular. Cüveyriye: "O nedir?" dedi.

"Senin yerine mukatebe ücretini ödeyeyim ve  seni zevce olarak alayım?" buyurdular. Cüveyriye de: "Kabul ediyorum!" dedi. [Bunun üzerine, Sabit İbnu Kays'a adam göndererek Cüveyriye'yi ondan talep etti. Sabit: "O senindir, Ey Allah'ın Resulü! Annem babam sana feda olsun!"  dedi. Aleyhissalâtu vesselâm  mukatebe ücretini hemen ödedi. Cüveyriye'yi azad edip evlendi. Halk, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Cüveyriye ile evlendiğini işitince ellerindeki esirleri salıp azad ettiler ve: "Bunlar Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın artık  akrabalarıdır (esir olarak tutulamazlar)!" dediler. Hz. Aişe  devamla der ki: "Kavmine ondan daha hayırlı bir kadın görmedik; onun sebebiyle Benî  Mustalik'ten yüz aile halkı azad olundu." [Ebu Davud, Itk 2, (3931).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Benî Müstalik'in Müslümanlara karşı sefer hazırlığında olduğunu istihbar edince ani bir baskın hareketiyle düzenlerini önlemişti. Gafil avlanan Benî Müstalik mağlup olmuş, yedi yüz kadar insan da Müslümanlara esir düşmüştü. Hz. Aişe yüz ailenin Cüveyriye sebebiyle azad edildiğini belirtir. Demek ki her bir aile ortalama yedi kişiden müteşekkildir. Bazı rivayetler Cüveyriye (radıyallahu anh)'nin adının Berre olduğunu, bunu Resulullah'ın Cüveyriye diye değiştirdiğini belirtir.

2- Hadisten "veli"nin velisi olduğu kadını evlendirebileceği, dilerse kendisi o kadınla evlenebileceği hükmünü çıkarmışlardır. Çünkü, Resulullah velisi durumunda bulunduğu Cüveyriye ile evlenmiştir. Resulullah o durumda Cüveyriye'nin velisi sayılır. Çünkü "sultan, velisi olmayanın velisidir." Cüveyriye köle olması haysiyetiyle velisiz sayılır. Keza Aleyhissalâtu vesselâm, Cüveyriye için mevla'l-itaka'dır, yani "azadlık efendisi." Azadlık efendisi, azadlının  velisidir. Çünkü ona asabe olmuştur. Böylece Aleyhissalâtu vesselâm'ın Cüveyriye'ye veli olduğu sübut bulunca, cereyan eden hadise, veli olan Resulullah'ın velayeti altındaki Cüveyriye'yi kendisi ile evlendirmiş olmasından ibarettir. Öyleyse "veli nefsini (velayeti altındaki ile) evlendirebilir."[2]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/502-503.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/503-504.