DÖRDÜNCÜ FASIL

 

İPEK HAKKINDA

 

* İPEGİN TAHRİMİ

 

ـ5285 ـ1ـ عن أبي عُثمان النّهْدِى قال: ]كَتَبَ إلَيْناَ عُمَرُ بن الخطّابِ رَضِيَ اللّهُ عَنْه، وَنَحْنُ بأذْرِبِيجَانَ مَعَ عُتْبَةَ بْنِ فَرْقَدٍ. فَقَالَ: يَا عُتْبَةُ، إنَّهُ لَيْسَ مِنْ كَدِّكَ وََ كَدِّ أبِيكَ وََ كَدِّ أُمِّكَ، فأشْبِعِ الْمُسْلِمِينَ في رِحَالِهِمْ مِمَّا تَشْبَعُ مِنْهُ في رَحْلِكَ، وَإيَّاكُمْ وَالتَّنَسُّمَ، وِزِيَّ أهلِ الشِّرْكِ، وَلَبُوسَ الْحَرِيرِ، فإنَّ رَسُولَ اللّهِ # نَهى عَنْ لَبُوسِ الْحَرِيرِ إَّ هكذَا، وَرَفَعَ لَنَا رَسُولَ اللّهِ # اَلْوُسْطَى وَالسَّبَابَةَ وَضَمَّهُمَا[. أخرجه الخمسة .

 

1. (5285)- Ebu Osman en-Nehdi anlatıyor: "Ömer İbnu'l-Hattab (radıyallahu anh), biz Utbe İbnu Ferkad ile Azerbaycan'da iken bize şöyle yazmıştı:

"Ey Utbe, (bu mal) ne senin emeğin, ne babanın emeği ne de annenin emeğidir. Öyleyse  mü'minleri, evlerinde, kendi evinde  doyduğun şeyden doyur. Zevk için yemekten ve şirk ehlinin  zinetinden, ipekli giymekten  kaçın.  Zira Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) şu kadarı hariç ipekli giymekten yasakladı ve Resulullah bize orta ve işaret parmağını kaldırarak birbirine bitiştirdi." [Buhârî, Libas 25; Müslim, Libas 12, (2069); Ebu Davud, Libas 10, (4042); Nesâî, Zinet 93, (8, 202); İbnu Mace, Libas 18, (3593).][1]

 

AÇIKLAMA:

 

Hadis, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın elbiselerde, şehadet ve orta parmak enindeki bir genişlikten fazla ipeği tecviz etmediğini ifade etmektedir. İpek bahsinin sonunda teferruata yer vereceğiz. [2]

 

ـ5286 ـ2ـ وعن علِيٍّ رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]أخَذَ رَسُولَ اللّهِ # حَريراً فَجَعَلَهُ في يَمِينِهِ؛ وَذََهَباً فَجَعَلَهُ في شِمَالِهِ. فقَالَ: إنَّ هذَيْنِ حَرَامٌ عَلى ذُكُورِ أُمَّتِي[. أخرجه أبو داود والنسائي.وفي أخرى للترمذي والنسائي، عن أبي موسى: ]حُرِّمَ لِبَاسُ الْحَرِيرِ وَالذَّهَبِ عَلى ذُكُورِ أُمَّتِي، وَأُحِلَّ “نَاثِهِمْ[ .

 

2. (5286)- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir miktar ipek alıp sağ avucuna koydu, bir miktar da altın alıp sol eline koydu sonra da:

"Şu iki şey ümmetimin erkek kısmına haramdır!" buyurdu." [Ebu Davud, Libas 14, (4057); Nesâî, Zinet 40, (8, 160).]

Tirmizî, ve Nesâî'de Ebu Musa'dan gelen diğer bir rivayette: "Ümmetimin erkeklerine, ipek  elbise ve altın haram kılındı, kadınlarına helal kılındı" buyrulmuştur.[3]

 

ـ5287 ـ3ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إنَّمَا يَلْبَسُ الْحَرِيرَ في الدُّنْيَا مَنْ َ خََقَ لَهُ في اŒخِرَةِ[. أخرجه الشيخان والنسائي .

 

3. (5287)- İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor:  "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Dünyada ipeği, ahirette nasibi olmayanlar giyer." [Buhârî, Libas, 25; Müslim, Libas 6, (2068); Nesâî, Zinet 91,(8, 201).][4]

 

ـ5288 ـ4ـ وعن أبي أمَامَة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: مَنْ لَبِسَ الْحَرِيرَ في الدُّنْيَا لَمْ يَلْبَسْهُ في اŒخِرَةِ[. أخرجه الشيخان .

 

4. (5288)- Ebu Ümâme (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"İpeği dünyada giyen, ahirette giyemez." [Buhârî, Libas 25; Müslim, Libas 23, (2075); Nesâî, Zinet 91, (8, 200).][5]

 

ـ5289 ـ5ـ وعن ابن عمر رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]رَأى عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه حُلَةً مِنْ إسْتَبْرَقٍ تُبَاعُ فَأتَى بِهَا النّبِيَّ #، فقَالَ: يَا رَسُولَ اللّهِ: اِبْتَعْ هذِهِ فَتَجَمَّلْ بِهَا لِلْعِيدِ وَالْوُفُودِ. فقَالَ رَسُولُ اللّهِ #! إنَّمَا هذِهِ لِبَاسُ مَنْ َ خََقَ لَهُ. ثُمَّ لَبِثَ عُمَرُ مَا شَاءَ اللّهُ أنْ يَلْبَثَ فأرْسَلَ إلَيْهِ بِجُبَّةِ دِيبَاجٍ فَأتَى عُمَرُ رَضِيَ اللّهُ عَنْه؛ فقَالَ: يَا رَسُولَ اللّهِ، قُلْتَ: إنَّمَا هذِهِ لِبَاسُ مَنْ َ خََقَ لَهُ، ثُمَّ أرْسَلْتَ إليَّ بهذِهِ؟ فقَالَ #: إنِّي لَمْ أُرسِلْهَا إلَيْكَ لِتَلْبَسَهَا، وَلَكِنْ لِتَبِيعَهَا وَتُصِيبَ بِهَا حَاجَتَكَ[. أخرجه الستة إ الترمذي.»ا“سْتَبْرُقُ« ما غلظ من الديباج .

 

5. (5289)- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "(Babam) Ömer (radıyallahu anh) satılmakta olan atlas bir elbise gördü. Onu  Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a getirip:

"Ey Allah'ın Resulü! Bunu satın al da bayramlarda ve taşradan gelen heyetlerin karşılanması sırasında tecemmülen giyin!" dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Bu, (ahirette) nasibi olmayanların giysisidir" buyurdular. Sonra Hz. Ömer, Allah'ın dilediği kadar kaldı. Aleyhissalâtu vesselâm ona atlastan mamul bir cübbe gönderdi. Ömer gelerek:

"Ey Allah'ın Resulü! Siz (ipek hakkında): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanların giyeceğidir"   demiştiniz. Sonra bana bunu gönderdiniz, (hikmeti nedir?)" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm, buna karşılık:

"Bunu, sana bizzat giyesin diye göndermedim. Bilakis, satasın ve parasıyla ihtiyaçlarını göresin diye göndermiştim" buyurdular." [Buhârî, Libas 30, Cum'a 7, Iydeyn 1, Büyû 40, Hibe 27, 29, Cihad 177, Edeb 9, 66; Müslim, Libas 6, (2068); Muvatta, Libas 18, (2, 917, 918); Ebu Davud 10, (4040, 4041); Nesâî, Zinet 84, 86, 87, (8, 196-198).][6]

 

ـ5290 ـ6ـ وعن علي رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]كَسَانِى رَسُولُ اللّهِ # حُلّةً سِيَرَاءَ فَخَرَجْتُ بِهَا، فَرَأيْتُ الْغَضَبَ في وَجْهِهِ فأطَرْتُهَا خُمُراً بَيْنَ نِسَائِي[. أخرجه الخمسة إ الترمذي .

 

6. (5290)- Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana siyera (denen yolyol sarı kalemli  dokunmuş ipek) kumaştan bir takım elbise giydirdi. Sonra ben onu giyip çıktım (Resulullah bunu üzerimde görünce bana kızmıştı), öfkesini yüzünde  görüyordum. Hemen dönüp, onu hanımlarım arasında başörtüsü yapmaları için taksim ettim." [Buhârî, Libas 30, Hibe 27, Nafakat 11; Müslim, Libas 19, (2071); Ebu Davud, Libas 10, (4043); Nesâî, Zinet 85, (8, 197).][7]

 

ـ5291 ـ7ـ وفي رواية لمسلم: ]أنَّ أُكَيْدِرَ دُومَةِ الْجَنْدَلِ أهْدَى الى النّبَىِّ # ثَوْبَ حَرِيرٍ فأعْطَاهُ عَلِيّاً، وقَالَ: شَقِّقْهُ خُمُراً بَيْنَ الْفَواطِمَ[.»والفواطم« جمع فاطمة، وهن: فاطمة الزهراء بِنْتِ رَسُولِ اللّهِ #، وفاطمة بنت أسد: أم علي بن أبي طالب، وفاطمة بنت حمزة. وقيل الثالثة فاطمة بنت عتبة ابن ربيعة، وكانت قد هاجرت.»الحُلةُ السِّيراءُ« المخططة بابريسم والقز.و»أطَرْتُهَا« شققتها وقسمتها بينهن .

 

7. (5291)- Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir. Dûmetu'l-Cendel şefi Ukeydir, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a ipek bir elbise hediye etti. Aleyhissalâtu vesselâm da onu Hz. Ali (radıyallahu anh)'ye verdi ve:

"Bunu Fatımalar arasında taksim et!" buyurdular. "[Müslim, Libas 18, (2071).][8]

 

AÇIKLAMA:

 

1- Hadiste geçen Fevatım, Fatımalar demektir. Bundan üç kadın kastedilmiştir:

1) Fatımatu'z-Zehra: Resulullah'ın kızı ve Hz. Al'nin zevce-i tahireleri.

2) Fatıma Bintu Esed: Hz. Ali'nin annesi.

3) Fatıma Bintu Hamza İbni Abdilmuttalib... Üçüncünün hicrete katılan Fatıma Bintu Utbe İbni Rebia olduğu da söylenmiştir.

2- Kaydedilen hadisler ipek ve ipekli kumaşların erkeklere haram, kadınlara ise helal kılındığını ifade etmektedir. İpek olmayan kumaş üzerine, yaka şerit, alem, yama gibi ipekten parçaların belli bir ölçüyü aşmayan miktarı caiz görülmüştür. Keza bazı hallerde erkeğe de ipek kumaş caiz görülmüştür. Bu hususta teferruat bahsin sonunda (5295. hadisten sonra) yer alacak.[9]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/79.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/79.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/80.

[4] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/80.

[5] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/80-81.

[6] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/81.

[7] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/82.

[8] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/82.

[9] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/82-83.