Peygamberlerin Sözlerinin Hatadan Masuniyyeti:

 

Ya ahkâm-ı diniyyenin tebliğine aid olur ki, zevat-ı enbiya bu babda âmden ve sehv ü nisyan suveriyle hata etmekten bi'l-icma masundur. Yahut da umur-u dünyaya aid olur ki, bu babda da yine âmden veya nisyanen ve hataen ister hal-i rızada, ister hal-i gadabda, iste ciddi, ister mizahi, ister hal-i sıhhatte,  ister hal-i marazda olsun peygamberler yine masundurlar. Bu babda da selefin icmaı vardır. Halef, felsefî yollarda dolaşırken ihtilaf etmişlerdir. Bu babda en ziyade meşgul  eden şey de yukarıda mükerreren izah edilen Zülyedeyn kıssasıdır. Bu hadisede Zülyedeyn  hazretlerinin "Namaz kısaldı mı, yoksa nisyan mı buyurdunuz?"  sualine karşı   كُلُّ ذَلِكَ لَمْ يَكُنْ   "Bunların ikisi de vaki değildir" diye cevap vermişlerdir ki, nisyanın vukuu  muhakkak idi. Hatta bu hadisin bazı rivayet tariklerinde Zülyedeyn'in "Bunun ikisinden birisi vaki olmuştur ya Resulullah" sözüyle nisyanın vukuuna teşvik etmiştir. Bu hâdise de günâgûn tevcih ve te'vil edilmiştir. Fakat en basiti bunun bir nisyan değil, sehiv olmasıdır. Buhârî bile bu mevzua dair olan hadisleri (Babü'ssehiv) diye bir  ünvan-ı umumi altında toplamamış mı idi? (Babu'n-Nisyan) dememişti.  Çünkü Sehiv ile nisyan arasında lügavi fark vardır. Nisyan; bir gaflet, bir ruhî afettir. Sehiv ise, bir  şuğl-i kalbîdir. Bunun için Resul-i Ekrem namazda sehveder de, namazda  nisyan etmez.[1]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 15/12.