Vesiletunnecat Homepage
Forum Home Forum Home > GENEL FORUM > Serbest Kürsü
  New Posts New Posts
  FAQ FAQ  Forum Search   Register Register  Login Login

24 Saat Kur`an-ı Kerim Dinleme


Kur'an dan Feyz Alma Adabı

 Post Reply Post Reply
Author
Message
selo27 View Drop Down
Üye
Üye


Joined: 21-04-2009
Status: Offline
Points: 8
Post Options Post Options   Thanks (0) Thanks(0)   Quote selo27 Quote  Post ReplyReply Direct Link To This Post Topic: Kur'an dan Feyz Alma Adabı
    Posted: 18-01-2010 at 15:43

 

Kur'an dan Feyz Alma Adabı

 

Kur’an-ı Kerim, âlemlerin Rabbi olan Allah’ın (c.c) kullarına en büyük bir armağanıdır. Kur’an, insanları doğru yola ulaştıran, hak ile batılı birbirinden ayıran;[1] müminler için rahmet ve şifa olan;[2] müminlerin öğüt ve nasihat almaları için indirilmiş bulunan;[3] takva sahipleri için bir rehber;[4] Rabbimizden bir öğüt, içimizdeki dertlere bir şifa, bize doğru yolu gösteren bir hidayet ve rahmettir.[5] Efendimiz (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kur’an’ın üslubuyla konuşan, doğruyu konuşmuş olur. O’nunla amel eden, mutlaka mükâfat görür. Kim onunla hüküm verirse, adaletle hükmeder. Kim ona çağrılırsa, doğru yola çağrılmış olur.” [6]

 

Gerek tilavet edilen Kur’an’dan en iyi şekilde istifade edebilmek gerekse Kur’an’a karşı saygı ve hürmetin bir gereği olarak, Kur’an okuyan kimsenin dikkat etmesi gereken bir kısım edepler vardır. Şimdi sırasıyla bunları izah edelim:   

 

a- Kur’an’a İçten Yöneliş

Kur’an bütünüyle insanların düşünüp ibret almalarını ve böylece sırat-ı müstakim üzere bir hayat yaşamalarını temin etmek için gönderilmiş hikmet dolu bir kitaptır.  İnsanlığın dünya ve ahiret saadeti Kur’an’ı anlayıp hayatlarına hayat kılmalarına bağlıdır. Ne var ki bu Yüce Kitap’tan hakkıyla istifade edebilmek için gönüllerin Ona karşı açık durması şarttır.

 

b- Abdestli Olmak

Cenab-ı Hak, ayet-i kerimede لاَ يَمَسُّهُ إِلاَّ الْمُطَهَّرُونَ  Ona ter­te­miz (ab­dest­li) olanlardan baş­ka­sı do­ku­na­maz” [7]buyurmuştur. Bundan dolayı abdesti olmayan kimsenin ezberinden Kur’an okuması caiz olsa da ona dokunması caiz değildir. Abdestsiz Kur’an okumada kerahet olmasa da abdestli bulunmak müstehabtır.

 

Cünüp olan kişinin veya adetli kadının Kur’an’a dokunmaları caiz olmadığı gibi, onu ezberden okumaları da caiz değildir. Çünkü Peygamber Efendimiz (a.s): لَا تَقْرَأْ الْحَائِضُ وَلَا الْجُنُبُ شَيْئًا مِنْ الْقُرْآنِ  Ne hayızlı kadın ne de cünüp kimse Kur’an’dan hiçbir şey okuyamaz” buyurmuştur.[8] Ancak bu durumdaki kimselerin Kur’an dinlemelerinde, Kur’an’a bakmalarında ve ayetlerin manalarını düşünmelerinde bir mahzur yoktur.

 

c- Misvak

Allah’ın kelamını temiz bir ağızla tilavet etmek için misvak veya diş fırçası kullanarak ağız temizliği yapılmalıdır. Hz. Ali Efendimiz (r.a) şöyle buyurmuştur: إنَّ أفْوَاهَكُمْ طُرُقٌ لِلْقُرآنِ فَطَيِّبُوهَا بِالسِّوَاكِ  Muhakkak ki ağızlarınız Kur’an’ın yollarıdır, onları misvakla temizleyin.”[9]

 

d- Edepli ve Vakarlı Olmak

Okunan kitap Allah’ın kelamı olduğu için, kıraat esnasında son derece saygılı, ağırbaşlı ve ciddi olmalıdır. Bunlar kalbe ait ameller olmakla birlikte, kişide bu vakar ve edebi temin edecek veya kalpde bulunan bu saygının tezahürü diyebileceğimiz bazı davranışlar vardır.

 

Nitekim Cenab-ı Hakk Yüce Kitab’ında: الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِهِمْ  On­lar ki Al­lah’ı gâh ayak­ta di­van du­ra­rak, gâh otu­ra­rak, gâh yan­la­rı üze­re zik­re­derler…” [10] buyurmuştur. Hz. Aişe (r.anha) de şöyle demiştir: “  كَانَ النّبىُّ يَتَّكِئُ فِى حِجْرِى وَأنَا حَائِضٌ فَيَقْرأُ القُرآنَ  Resûlüllah (s.a.s) ben hayızlı iken kucağıma yaslanır ve Kur’an okurdu.” [11]

 

e- Kur’an Okunacak Yerin Önemi

Kur’an okunan mekân önemlidir. Nitekim mescidde okunan Kur’an mekânın şerefinden dolayı daha sevap olduğu gibi, hamam ve tuvalet gibi temiz olmayan yerlerde Kur’an okumak mekruhtur. Gafletin galebe çalabileceği endişesiyle yollarda Kur’an okunmasını da mekruh görenler vardır. Ruhsuz bir şekilde ve gaflet içinde Kur’an okumanın gafleti arttıracağına dair hassasiyet edalı beyanlarda bulunan âlimlerimiz de olmuştur. Dolayısıyla Rabbiyle baş başa kalabilmek için mümkün olduğu kadar sükûnetin hâkim olduğu yerlerde ve insanlardan tenha mekânlarda Kur’an okunmalıdır.

 

Diğer yandan kişinin uyanık ve dinç bulunduğu bir zamanda Kur’an okuması da önemlidir. Peygamber Efendimiz (a.s): “Sizden biri geceleyin kalkınca Kur'ân diline dolaşıp ne dediğini anlamamaya başlayınca hemen yatsın”[12] buyurarak bu hususa dikkat çekmiştir. Çünkü uykulu veya aşırı yorgun olan bir kimse, Kur’an’ı eksik veya yanlış okuyabilir.

 

f- Euzü Besmele Çekmek

Kıraate başlamadan önce istiaze okunmalıdır. Kur’an-ı Kerim’de: فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ  Şimdi, Kur’ân okuyacağın zaman, o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın”[13] buyrulmak suretiyle kıraatten önce istiaze emredilmiş olsa da, bunun hükmü hakkında ihtilaf edilmiştir. İmam-ı Sevri ve Atâ gibi bazı fukaha istiaze okumayı vacip görseler de cumhur-u fukahaya göre bunun hükmü müstehabtır.

 

Seleften bazıları istiazeden sonraرَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ  وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونِ  Ya Rab­bî! Şey­tan­la­rın ves­ve­se­le­rin­den, on­la­rın ya­nım­da bulunmalarından Sa­na sı­ğı­nı­rım!”[14] ayetiyle, Nas suresini okumayı güzel görmüşlerdir.

 

g- Tecvid Kaidelerine Uygun Okunmak

Tertil, Kur’an’ı teenni ile acele etmeden yavaş yavaş ve tane tane okumak, harf ve harekeleri açık seçik bir şekilde çıkarmaktır. Elmalılı da Kur’an’ın tertil ile okunması hakkında şöyle demiştir: “Kur’an’ın tertîli, onun her harfinin, edasının, nazmının, manasının hakkını doyura doyura vererek okunmasıdır.” Böyle bir okuyuşta harfler tam mahreçlerinden çıkarılır, harflerin kalınlık, incelik, yumuşaklık veya kalkale gibi özelliklerine dikkat edilir, uzatma, kısaltma ve tutmalar yerli yerince eda edilir. Kur’an’ı tertil üzere okumak için tecvid kaideleri iyi bilinmelidir. Çünkü tecvid ilmi, harflerin mahrec ve sıfatlarına uymak suretiyle, Kur’an-ı Kerim’i hatasız okumayı öğreten bir ilimdir.

 

Kur’an tilavetinin asıl maksadı, ayetlerden Cenab-ı Hakk’ın muradını anlamaya çalışmak olsa da öncelikle yapılması gereken Kur’an’ı kural ve kaidelerine uygun olarak ve teenni ile okumaya çalışmaktır. Çünkü lafızlar, mana ve muhtevanın kalıplarıdır. Diğer yandan tilavet edilen Kitab’ın Allah kelamı olduğu ve onun da en güzel surette okunması gerektiği unutulmamalıdır. Aslında Kur’an’ın mana derinliklerine nüfuz edebilmek de bir yönüyle Kur’an’ın tertil üzere okunmasına bağlıdır. Allah Teala: وَرَتِّلِ الْقُرْآنَ تَرْتِيلاً  Kur’ân’ı tertîl ile, düşünerek oku”,[15] başka bir ayet-i kerimede de: كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلاً  Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk”[16] buyurmak suretiyle Kur’an’ın tertil (tecvid) üzere okunmasını emretmiştir.

 

h- Kur’an’ı Sesli Okumak

Kur’an’ın sesli veya sessiz okunabileceğine dair rivayetler vardır. Nitekim Abdullah b. Ebî Kays Hz. Aişe Validemiz’e Allah Resûlü’nün Kur’an’ı sesli mi yoksa sessiz mi okuduğunu sormuş, Hz. Aişe de (r.anha): “Her iki şekilde de okurdu: Bazen gizli, bazen sesli” şeklinde cevap vermiştir. Soru soran sahabi bu cevap üzerine: “Bu işte genişlik yaratan Allah’a hamdolsun” demiştir.[17]

 

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’de: وَلَا تَجْهَرْ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذَلِكَ سَبِيلًا  Na­ma­zın­da se­si­ni pek yük­selt­me, ama iyi­ce de kıs­ma, iki­si­nin ara­sı bir yol tut”[18] buyurarak Kur’an tilavetinde orta yolu tutmamızı istemiştir. Peygamber Efendimiz de (a.s) mescitte itikafa girdiği esnada cemaatin sesli olarak Kur’an okuduklarını işittiğinde perdeyi aralayıp onlara şöyle demiştir: “Bilin ki, herkes Rabbine hususi şekilde münacatta bulunuyor, birbirinizi (seslerinizle) rahatsız etmeyin. Biriniz okurken diğerinin kıraatini bastırmasın.” [19] Buna göre Kur’an okuyan kişi öncelikle sesini aşırı yükseltmek suretiyle başkalarına rahatsızlık vermemeye dikkat edecektir.

 

ı- Hoş Bir Sada İle Okunmalıdır

Kur’an okuyan kimsenin dikkat etmesi gereken bir diğer husus da Kur’an’ı mümkün olduğunca güzel bir sesle okumaya gayret etmesidir. Bir hadis-i şeriflerinde: زَيِّنُوا الْقُرآنَ بِأصْوَاتِكُمْ  Kur’an okumayı sesinizle güzelleştirin”[20] buyuran Allah Resûlü, başka bir hadislerinde de şöyle beyanda bulunmuştur: “Allah (c.c.) güzel sesli bir Peygamberin sesini güzelleştirerek okuduğu Kur’an’ı dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemedi.” [21] Efendimiz’in ve ashab-ı kiramın Kur’an’ı güzel bir nağmeyle okuduklarına dair hadis kitaplarında birçok rivayet vardır.

 

j- Göz Yaşlarıyla Okumak

Kur’an okuyan kimsenin ağlaması müstehabtır. Kur’an-ı Kerim’de kendilerine ilim verilen kimselerin Allah’ın ayetlerini okudukları esnadaki halleri şu sözlerle anlatılır: وَيَخِرُّونَ لِلْأَذْقَانِ يَبْكُونَ وَيَزِيدُهُمْ خُشُوعًا  Ağlaya­rak yü­züs­tü sec­de­ye ka­pa­nır­lar. İş­te Kur’ân, on­la­rın say­gı­sı­nı böy­le ar­tı­rır.”[22]  Peygamber Efendimiz de (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz bu Kur’an, hüzünle inmiştir. Artık onu okuduğunuz zaman ağlayınız. Ağlayamazsanız kendinizi ağlamaya zorlayınız.”[23] Sahabe, Efendimiz (a.s)’in namazda ağlamaktan dolayı göğsünden tencerenin kaynarken çıkardığı uğultu gibi bir ses çıkardığını rivayet etmişlerdir.[24]

 

Allah Resûlü (a.s) “Ben Kur’an’ı başkasından dinlemeyi severim” diyerek Abdullah b. Mes’ud’dan (r.a) kendisi için Kur’an okumasını istemiştir. İbni Mes’ud Nisa Suresi’nin 41. ayetine geldiğinde Efendimiz (a.s) ona yeter demiştir. Bunun üzerine İbni Mes’ud dönüp Allah Resülü’ne baktığında iki gözünden de yaşlar aktığını görmüştür.[25] Salih el-Merrî rüyasında Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) yanında Kur’an okuduğunu, Efendimiz (a.s)’in de kendisine; “Salih, Kur’an’ı kıraat etmen güzel ama bunun ağlaması nerede!” dediğini rivayet etmiştir. Esma (r.a), selefin Kur’an okumasını şu sözleriyle anlatmıştır: “Seleften hiç kimse Kur’an-ı Kerim’in tilâveti sırasında bayılıp düşmezdi. Onlar ağlarlar ve ürperirlerdi. Sonra bedenleri ve kalpleri zikrullah için yumuşardı.” [26] İmam-ı Nevevi de seleften bazı kimselerin Kur’an okurken bayıldıklarını bazılarının ise vefat ettiklerini ifade etmiştir.

 

Back to Top
kral View Drop Down
Administrator
Administrator
Avatar

Joined: 08-03-2006
Status: Offline
Points: 1323
Post Options Post Options   Thanks (0) Thanks(0)   Quote kral Quote  Post ReplyReply Direct Link To This Post Posted: 18-01-2010 at 15:52

k- Derin Bir Saygı İle Okunmak

Mü’min, Cenab-ı Hakk’ın kullarına en büyük bir ihsanı olan Kur’ân’ı, en saygılı bir eda ile, saygı dolu bir hisle, en saygılı nağmelerle ve en saygılı olduğu bir ruh hâleti içinde okumaya çalışmalıdır. Çünkü her kelamın kıymeti onu söyleyenin kıymeti nispetindedir. Kur’an-ı Kerim bütün âlemlerin yaratıcısı ve bütün kemal sıfatlarla muttasıf olan Azamet ve Celal Sahibi Cenab-ı Hakk’ın kelamı olduğuna göre, Onu okuyan kimse bunun şuurunda olmalıdır. İkrime (r.a)’nin, Kur’an okumak için Mushaf’ı açtığında onu ta’zim duygularıyla dolduğu ve: “Bu benim Rabbimin kelâmıdır” diyerek düşüp bayıldığı rivayet edilmiştir.

 

l- Okurken Konsantrasyon

Kur’an okuyan kimse, dünya ile kat-ı alaka ederek bütün kalbiyle Kur’an’a yönelmelidir. Seleften bazıları gaflet halinde okudukları ayetleri tekrar etmişlerdir. Kendilerine “Kur’an okuduğun zaman başka bir şeyi aklına getirir misin” diye sorulduğunda, şu cevabı vermişlerdir: “Kur’an’dan daha çok sevip değer verdiğim bir şey mi var ki, Kur’an okurken onu aklıma getireyim.”  

 

m-Manasını Tefekkür Edilmek

Peygamber Efendimiz (a.s); “Kur’an-ı Kerim’den tek bir harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle değerlendirilir. Ben ‘Elif lâm Mîm” bir harf demiyorum. Aksine “Elif” bir harf, “Lâm” bir harf, “Mîm” de bir harftir”[27] buyurarak Kur’an okuyan bir kimsenin harf başına en az on sevap kazanacağı müjdesini vermiştir. Kur’ân-ı Kerim’in lafız ve ibarelerini okumak kişiye çok sevap kazandırsa da, asıl olan onun mana ve muhtevasını anlamak suretiyle Kur’an’ı hayatımıza hayat kılmaktır. Bu hakikati dile getiren İbn Mes’ud (r.a) şöyle demiştir: “Tertil üzere ve tefekkür ederek Bakara ve Ali İmran surelerini okumam, bana hızlıca bütün Kur’an’ı hatmetmemden daha sevimlidir.” Hz. Ali de tedebbür ile okunmayan Kur’an’da hayır olmadığını söylemiştir.

 

n- Tatlı ve Hoş Bir Sada İle Okunmak

Kur’an okuyan kimsenin dikkat etmesi gereken bir diğer husus da Kur’an’ı mümkün olduğunca güzel bir sesle okumaya gayret etmesidir. Bir hadis-i şeriflerinde: زَيِّنُوا الْقُرآنَ بِأصْوَاتِكُمْ  Kur’an okumayı sesinizle güzelleştirin”[28] buyuran Allah Resûlü, başka bir hadislerinde de şöyle beyanda bulunmuştur: “Allah (c.c.) güzel sesli bir Peygamberin sesini güzelleştirerek okuduğu Kur’an’ı dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemedi.” [29]

 

o-Halis Bir Niyetle Okumak

Kur’an okumak çok faziletli bir ameldir. Efendimiz (a.s) bir hadislerinde “Ümmetimin en faziletli ibadeti Kur’ân okumaktır”[30]  buyurmuştur. Allah Resûlü (a.s) başka bir hadis-i şerifte de Kur’ân’ı başından sonuna kadar okuduktan sonra tekrar başlamayı Allah’ın en çok sevdiği amel olarak göstermiştir.[31] Nitekim selef âlimlerinden bazıları Kur’an okumayı nafile ibadetleri içinde birinci sıraya koymuşlardır.

 

Bütün ibadetlerde olduğu gibi Kur’an’dan da istifadenin birinci şartı halis bir niyetle işe başlamaktır. Efendimiz (a.s):إِنَّمَا اْلاَعْمَالُ بِالنِّيَّاتِ وَإِنَّمَا لِكُلِّ امْرِئٍ مَا نَوَى  Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir ve kişinin niyeti ne idiyse, karşılık olarak onu bulur”[32]  buyurmak suretiyle, yapılan amellere değer kazandıran unsurun niyet olduğunu ifade etmiştir.

 

p- Kur’an Derin Bir Saygı ve Tazimle Okunmalıdır

Mü’min, Cenab-ı Hakk’ın kullarına en büyük bir ihsanı olan Kur’ân’ı, en saygılı bir eda ile, saygı dolu bir hisle, en saygılı nağmelerle ve en saygılı olduğu bir ruh hâleti içinde okumaya çalışmalıdır. Çünkü her kelamın kıymeti onu söyleyenin kıymeti nispetindedir. Kur’an-ı Kerim bütün âlemlerin yaratıcısı ve bütün kemal sıfatlarla muttasıf olan Azamet ve Celal Sahibi Cenab-ı Hakk’ın kelamı olduğuna göre, Onu okuyan kimse bunun şuurunda olmalıdır. İkrime (r.a)’nin, Kur’an okumak için Mushaf’ı açtığında onu ta’zim duygularıyla dolduğu ve: “Bu benim Rabbimin kelâmıdır” diyerek düşüp bayıldığı rivayet edilmiştir.

 

r- Kur’an Okurken Konsantrasyon

Kur’an okuyan kimse, dünya ile kat-ı alaka ederek bütün kalbiyle Kur’an’a yönelmelidir. Seleften bazıları gaflet halinde okudukları ayetleri tekrar etmişlerdir. Kendilerine “Kur’an okuduğun zaman başka bir şeyi aklına getirir misin” diye sorulduğunda, şu cevabı vermişlerdir: “Kur’an’dan daha çok sevip değer verdiğim bir şey mi var ki, Kur’an okurken onu aklıma getireyim.”

Çünkü Kur’an’dan istifade edebilmek, öncelikle ona açık durmaya ve bütün gönlüyle ona yönelmeye bağlıdır. Kaf Suresinde geçen bir ayet buna işaret etmektedir: إِنَّ فِي ذَلِكَ لَذِكْرَى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ أَوْ أَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَهِيدٌ Bu Kur’ân, kalbi ona açık olanlar ve gözünü Kur’ân’a dikip ona kulak verenler için bir öğüttür.” [33]

 

t-Mümkün Olduğunca Yüzünden Okunmak

Mushaf’a bakarak Kur’an okumak ezbere okumaktan daha faziletlidir. Çünkü yüzünden Kur’an okuyan bir kimse Mushaf’a bakarak okuduğu için ezbere okuyan kimseye nispetle daha fazla amelde bulunur. Aynı zamanda Kur’an’a bakmak da bir ibadettir. Kur’an’ı yüzünden okuyarak yapılan bir hatmin, ezberden yapılan yedi hatme eşit olduğu söylenmiştir.

 

Peygamber Efendimiz (a.s) şöyle buyurmuştur: “Gözlerinize ibadetten payını veriniz. Sahabenin: Ya Rasûlallah onların ibadetteki payı nedir? diye sormaları üzerine Efendimiz (a.s): “Mushaf’a bakmaları, onu tefekkür etmeleri ve şaşırtıcı hakikatlerinden ibret almalarıdır” [34] diye cevap vermiştir.

 

Hz. Osman çok okumaktan dolayı iki Mushaf eskitmiştir. Sahabeden bir çokları Kur’an’ı yüzünden okumuşlar ve Kur’an’a hiç bakmadan bir gün geçirmeyi hoş bulmamışlardır. İmam-ı Şafii hakkında anlatılan bir hadise de şu şekildedir: Mısır fakihlerinden bazıları seher vaktinde onun yanına girdiklerinde, önünde Mushaf’ın açık olduğunu görmüşlerdir. Bunun üzerine İmam Şafii şöyle demiştir: “Fıkıhla meşgul olmak sizi Kur’an okumaktan engelliyor. Ben yatsı namazını kıldıktan sonra Mushaf’ı önüme açarım ve sabah namazına kadar kapatmam.”[35]

 

u-Herkes Muhatap Olarak Nefsini Görmelidir

Kur’an okuyan kimse, okuduğu ayetlerin muhatabı olarak öncelikle kendi nefisini görmeli ve sanki ayetler kendisi hakkında nazil oluyormuş gibi Kur’an okumalıdır. Kur’an’da geçen emir, yasak, müjde, azap ve tehditle ilgili ayetleri okuduğunda nefsini muhasebeye çekmesini bilmelidir. Çünkü daha önce de ifade etmeye çalıştığımız gibi, Kur’an okumanın asıl maksadı onun direktiflerini anlayıp kabul ederek hayata geçirmektir.

Ömer b. Abdülaziz Ehl-i Kitap ve müşrikler hakkında nazil olan: لَا تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَفْرَحُونَ بِمَا أَتَوْا وَيُحِبُّونَ أَنْ يُحْمَدُوا بِمَا لَمْ يَفْعَلُوا  O ettiklerine sevinen, yapmadıkları şeylerle övülmeyi sevenlerin, azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlar için acı bir azap vardır”;[36] أَذْهَبْتُمْ طَيِّبَاتِكُمْ فِي حَيَاتِكُمُ الدُّنْيَا وَاسْتَمْتَعْتُمْ بِهَا  Bü­tün zevk­le­ri­ni­zi dün­ya ha­ya­tı­nız­da kul­la­nıp tü­ket­ti­niz, on­lar­la sa­fa sür­dü­nüz”[37]  bu ve daha başka ayet-i kerimeleri okuyup sabahlara kadar ağlamıştır.

 

<font color=RED>“Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.”[/COLOR]

Back to Top
kral View Drop Down
Administrator
Administrator
Avatar

Joined: 08-03-2006
Status: Offline
Points: 1323
Post Options Post Options   Thanks (0) Thanks(0)   Quote kral Quote  Post ReplyReply Direct Link To This Post Posted: 18-01-2010 at 15:53

Diğer yandan Kur’an kıssalarını okuyan kimse onlara geçmişte yaşayıp gitmiş kavimlerin kıssaları nazarıyla bakmak yerine, onların bizim için ifade ettiği manaları, günümüz insanına verdiği mesajları düşünmeli ve anlatılan vakalarla günümüz arasında irtibat kurmaya çalışmalıdır.

  

v- Her Gün Bir Miktar Okumaya Gayret Etmek

Peygamber Efendimiz (a.s), Kur’an’ı başından sonuna kadar okuduktan sonra, tekrar başından başlayarak okumasına devam eden kimsenin amelinin Allah’a en sevgili amel olduğunu ifade ederek bizi devamlı Kur’an okumaya teşvik etmiştir.[38] Bununla birlikte Kur’an’ın kaç günde bir hatmedileceğine dair bir nas yoktur. Selef arasında Kur’an’ı her gün, üç günde bir, haftada bir veya ayda bir hatmedenler olmuştur.

 

Abdullah b. Amr’ın her gece Kur’an’ı hatmettiğini haber alan Peygamber Efendimiz (a.s) ona Kur’an’ı bir ayda okumasını, daha fazla okumak isteyince yirmi günde ardından on beş günde ve en son Kur’ân’ı yedi günde bir hatmetmesini ve bundan daha kısa zamanda hatime kalkışmamasını tavsiye etmiştir.[39] Efendimiz (a.s) başka bir hadislerinde de: لَا يَفْقَهُ مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ فِي أَقَلَّ مِنْ ثَلَاثٍ  Kur’ân’ı üç günden daha az bir zamanda okuyan onu anlayamaz”[40] buyurmuştur. Kur’ân’ın kısa zamanda hatmedilmesi onun süratli okunmasını gerektireceği için tam olarak manasına vukûfiyet hâsıl olamaz.

 

y- Okumaya Son Verildiğinde

 Kur’an tilavetine son veren kişinin صَدَقَ اللهُ الْعَظِيمُ  (Yüce Allah doğru buyurdu) demesi de Kur’an okumanın adâbındandır. Ayrıca, okuyup bitirdikten sonra Mushaf’ı açık bırakmamalı ve onun üzerine bir şey koymamalıdır. Çünkü Kur’an-ı Kerim her zaman diğer kitaplardan yüksekte olmalıdır. Kur’an okumayı bitiren kimsenin dua etmesi de güzel görülmüştür.

 

Salih ÖZBEY

ozbeysalih@gmail.com





[1]  Bakara, 2/185

[2]  İsra Suresi, 17/82

[3]  Kamer Suresi, 54/17

[4]  Bakara Suresi, 2/2

[5]  Yunus Suresi, 10/57

[6]  Tirmizî, Fedailü'l-Kur’ân, 14

[7]  Vakıa Suresi, 56/79

[8] Tirmizi, Taharet 98

[9]  Kütüb-ü Sitte Tercümesi, 17/560

[10]  Âli İmran Suresi, 3/190-191

[11] Buhari, Hayız 13

[12]  Müslim, Müsâfirin 223

[13]  Nahl Suresi, 16/98

[14]  Mü’minun Suresi, 23/97-98

[15]  Müzzemmil Suresi, 73/4

[16]  Furkan Suresi, 25/32

[17]  Tirmizî, Salât 330

[18]  İsra Suresi, 17/110

[19]  Ebu Dâvud, Salât 315

[20]  Ebu Davud, Salât 355

[21]  Buhâri, Fedailü'l-Kur'an 19

[22]   İsra Suresi, 17/109

[23]  İbni Mâce, İkâme, 176

[24]  Ebû Dâvûd, Salât 156

[25]  Buharî, Fedâilu'l-Kur'ân 32

[26]  Kütüb-ü Sitte Tercümesi, c. 4, s. 448

[27]  Tirmizî, Sevabü'l-Kur’ân, 16

[28]  Ebu Davud, Salât 355

[29]  Buhâri, Fedailü'l-Kur'an 19

[30]  Münavi, Feyzu'l-Kadir, 2/44

[31]  Tirmizî, Kur’ân, 11

[32]  Buhârî, Bed’ü’l-vahy 1

[33]  Kaf Suresi, 50/37

[34]  Kurtubi, 1/27

[35]  Gazzâli, İhya, 1/279

[36]  Ali İmran Suresi, 3/188

[37]  Ahkaf Suresi, 46/20

[38]  Tirmizî, Kırâat 4

[39]  Buhârî, Savm 58

[40]  Tirmizî, Kur'ân 11

<font color=RED>“Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.”[/COLOR]

Back to Top
kral View Drop Down
Administrator
Administrator
Avatar

Joined: 08-03-2006
Status: Offline
Points: 1323
Post Options Post Options   Thanks (0) Thanks(0)   Quote kral Quote  Post ReplyReply Direct Link To This Post Posted: 18-01-2010 at 15:54
Teşekkürler selo27
<font color=RED>“Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.”[/COLOR]

Back to Top
 Post Reply Post Reply

Forum Jump Forum Permissions View Drop Down



This page was generated in 0.195 seconds.