Vesiletunnecat Homepage
Forum Home Forum Home > GENEL FORUM > Hutbe
  New Posts New Posts
  FAQ FAQ  Forum Search   Register Register  Login Login

24 Saat Kur`an-ı Kerim Dinleme


HASET (30.07.2004)

 Post Reply Post Reply
Author
Message
kral View Drop Down
Administrator
Administrator
Avatar

Joined: 08-03-2006
Status: Offline
Points: 1323
Post Options Post Options   Thanks (0) Thanks(0)   Quote kral Quote  Post ReplyReply Direct Link To This Post Topic: HASET (30.07.2004)
    Posted: 20-02-2009 at 15:46

bis-mil-la-hir-rah-ma-nir-ra-him

Felak,113/5

HASET

Değerli Müminler! Kardeşlik temeline oturtulmuş İslâm toplumunda sevgi, şükür ve kanaat gibi güzel hasletler vardır. Kin, haset, dedi kodu, gıybet, sû-i zan gibi ahlakî zaafların olgun Müslüman'ın hayatında yeri yoktur. Dilimizdeki karşılığı, çekememezlik olan haset, insanları mutsuz ve huzursuz eden bu tür manevî hastalıklar arasında yer almaktadır. Haset duygusunun kişiyi ne denli tahrip ettiğini Peygamber efendimiz: "Bir kulun kalbinde imanla haset bir arada bulunmaz."[1], "Ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi haset de iyilikleri mahveder"[2] mealindeki hadisleriyle açıkça ortaya koymuştur. Gerçekten de, kin ve haset, önemli sosyal problemlere yol açan ahlakî zaafların önde gelenlerindendir. Kardeşliği, birlik ve beraberliği sağlamayı hedefleyen İslâm, doğal olorok bu unsurları zedeleyecek olan her türlü davranışı da yasaklamıştır. Din kardeşliğinin ve toplumsal birlikteliğin teşkili için öngörülen temel davranışlar, bir hadiste şu şekilde sıralanmıştır: "Dedikodu yapmayın, başkalarının kusurlarını araştırmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinizle insani ilişkilerinizi kesmeyin, kin gütmeyin. Ey Allah'ın kulları kardeş olun!"[3] Aziz Müslümanlar! Haset, insanı rahatsız eden bir doygudur. Haset eden kişiler, ruhî enerjilerini boşa harcarlar, bu yüzden de çoğu kere hayatta başarılı ve mutlu olamazlar. Onların hayatlarına hasede dayalı eylemler hakim olur. Gönlü haset ateşiyle yananlar, hem kendi rahatlarını bozar, hem başkalarını rahatsız ederler. Bununla da kalmaz ilahî takdire boyun eğmedikleri için günahkâr olurlar. Yüce Allah, her zaman okuduğumuz "Felak" suresinde haset ettiği vakit hasetçinin şerrinden Allah'a sığınılmasını [4] tavsiye etmiştir. Müminin elinden ve dilinden hiç kimse zarar görmez. O etrafına faydası dokunun bir kişiliğe sahip olup hiç kimsenin iyilikte geri kalmasını istemez. Aksine o, iyilikte yarışır, ileri gidenleri takdir eder ve onlara gıpta ile bakar. Bu tür güzel davranışları olan Mü'minler, haset duygusuna kapılmazlar. Çünkü onlar, hasedin, ateşin odunu yakıp bitirdiği gibi kulun işlemiş olduğu güzel amelleri yok edeceğinin bilincindedir. Muhterem Müslümanlar! Allah'ın verdiği nimetlere şükretmek, kanaatkar olmak, nimetleri çalışarak elde etmek, toplumda bireyler arasında sevgi, şefkat ve dostluğun pekişmesini sağlamak gibi islam ahlakının kazandırdığı güzel nitelikler sayesinde haset duygusu yok edilebilir. [1] Nesâî, Cihad, 8. [2] Ebû Davud, Edeb, 44;İbn Mâce, Zühd, 22. [3] Buhâri, Edeb, 57, 58;Müslim, Birr, 24, 28, 30, 32. [4] Felak, 113/5.

<font color=RED>“Bilginin elde edilmesi... bizi iyiye ulaştıracaktır.”[/COLOR]

Back to Top
 Post Reply Post Reply

Forum Jump Forum Permissions View Drop Down



This page was generated in 0.097 seconds.